20 March 2008, 12:34 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
145
Üyelik T.:
16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
Eller ve parmaklarla tedavi
Eller ve parmaklarla tedavi Eller ve parmaklarla tedavi Doğal enerjimizi ya da yaradandan talep edip aldığımız ve kanal olarak kullandığımız iyileştirici enerjiyi bir yerden bir yere akıtmak için bütün enerji merkezlerimiz uygun ve müsait olmasına rağmen bunu kullanmak belli bir yetkinlik ister. Günlük yaşam içerisinde birçok insanın bazı enerji merkezleri tıkanmakta ve böyle bir görevi yapamaz hale gelmekte iken eller böyle değildir. Parmak uçları ve avuç içindeki yardımcı çakralarımız kolay kolay tıkanmazlar. Sebebine gelince: Ellerimiz ve parmaklarımız günlük hayatta en çok kullandığımız organlarımızdır. Toprakla, suyla, eşyalarla, insanlarla ilişkilerimizde hep ellerimizi kullanırız. Tokalaşırız, elele tutuşuruz, alet kullanırız, bulaşık yıkarız, evi silerken elimizi kullanırız. Araba kullanırken, ağaç dikerken vs. Dolayısıyla “çalışan demir ışıldar” prensibine göre buradaki enerji kapıları kolay kolay tıkanmazlar. Zaten terapi işinde en uygun organımız yine ellerimiz değil midir? Kafamızı bir yere çarpsak ya da elimize çekiç vursak ilk hareketimiz elimizle orayı tutmak olacaktır. Bu inisiyaki kendini tamir programımızın temel iyileştirici orijinal pozisyonudur. Yani bu yeni icad edilen ya da bizim bulduğumuz bir şey değildir. İnsanlar yaradılırken içimize yerleştirilen ve bizde zaten var olan bir özelliktir. “Hasarlı bir yerine ellerini koy iyileşir” Bunun gibi ve buna benzer tüm bilgiler aslında yaradan tarafından onun ilmiyle dünya yaşamına üstü kapalı bir şekilde nakşedilmiştir. Biz insanlara ise sadece onları arayıp bulmak ve eğer merak ediyorsak neden ve nasılını çözmek kalmaktadır. Düşünsenize suyun kaldırma gücünü bulduğumuzda ne sevinmişiz, oysa o zaten vardı ya da yer çekiminin varlığını fark ettiğimizde. Bizim yaptığımız icat ve buluşlar sadece bizden önce yaradanın gizlediğini ortaya çıkarmaktan başka bir şey değildir. Şimdi gelelim ellerle terapi çalışmalarına Eğer kendi kendinize çalışacaksanız sessiz bir oda seçin, birkaç dakika nefes egzersizleri yaparak meditatif hale geçin. Sonra istediğiniz boyuttan istediğiniz şifa enerjisini çağırabilirsiniz ve onunla çalışabilirsiniz. Hepsi sonuçta aynı kaynaktan gelmektedir. Burada kastettiğim çalışmak istediğiniz boyut ve makamlardır. Mesela İsevî, Musevî, Muhammedî, Budist, Rahim boyutu, Rahman boyutu, Hak boyutu, Tanrısal boyut, Hakim-î mutlak, Kadir-î mutlak gibi boyutların enerjileri ile çalışabilirsiniz. Titreşimleriniz nereye kadar ulaşabiliyorsa oraya kadar ulaşıp, oradan enerji çekme hakkınız vardır. Çalışmaya başlayacağınız vakit enerji bedeniniz genişler ve ellerinizin içinde yumak gibi bir ışık topu hissetmeye başlarsınız. Vücudunuzla çalışmadan önce bu ışık topuyla oynayın. Bir elinizden öbür elinize gidip geldiğini hissedin. Bu ışık topu bir elinizden öbür elinize akarak gider gelir çünkü arada bir engel, bir başka manyetik alan yoktur. Şimdi artık vücudunuzla çalışmaya başlayabilirsiniz. Ağrıyan yerinizi ya da hasta olan organınızı iki elinizin arasına girecek şekilde kavrayın. Mesela boyun fıtığınız var ise iki elinizi boynunuzun sağ ve sol yanına koyabilirsiniz. Ya da midenizde ülser var ise sağ elinizi midenizin üstüne koyarken sol elinizi de oraya karşılık gelen sırtın orta kısmına, arka belinize koyabilirsiniz. Şimdi aynı ışığı iki el arasında biraz önceki gibi salınım yaptırmaya çalışın, hemen olmayacaktır. Çünkü arada bir başka manyetik alan ve enerji vardır. Oranın temizlenip yolun açılması için o yabancı manyetik alanın oradan gitmesi gerekmektedir. Zaten o oradan gittiğinde de mide hızla kendini iyileştirmeye başlıyacaktır. Maraz artık yok olmuş demektir. Bir süre sabırla bekleyin, elinizin önce oraya sanki yapıştığını hissedersiniz. Sonra yoğun bir akış hissedersiniz, sonra o bölgede ısınma, titremeler, seğirmeler gelir. Yeni ve çok değişik deneyimler yaşarsınız, belki yarım saat belki bir saat sonra, hastalığın eskiliği yada sizin enerji yoğunluğunuza bağlı olarak derin bir nefes alma ya da müthiş bir sızı şeklinde o negatif enerji grubunun bir bölümü yada tümü vücudu terk eder. Bunu bir kere yaşadığınızda artık hastalığın enerjisi sizi terk etmiş demektir. Ancak bu tedavi olduğunuz anlamına gelmez, bundan sonra iyileştirme seansları gerekmektedir. O bölge takviye ister. Çünkü belki de yıllardır oradaki hücreler yaralı ve hasarlıdırlar. Hasarın durumuna göre takip eden seanslarda hızla iyileşme sağlanır. Gerçek anlamda iyileşmek ve bir daha da hastalığın tekrar etmemesi için yapılması gereken bir şey daha vardır ki bu şifa programından da önemlidir. O da bu hastalığın neden gelip bizi bulduğunu tespit edip, bilinçte düzeltmeler yaparak o hatayı bir daha yapmamaktır. Başımıza ne gelirse Haktandır ve Hak yasası gereği gelmektedir. Yaşadığımız her olayın ve hastalığın bize bir mesajı vardır. Birini kırdıysak, gönlünü almalıyız, birinin hakkını yediysek onu geri vermeliyiz, birine acı çektiriyor isek bundan vazgeçmeliyiz. Sevmeliyiz, bağışlamalıyız, hoşgörmeliyiz, kin tutmamalıyız, öfkelenmemeliyiz, korkutmamalıyız vs gibi. Yaşam tarzımızı yeniden yapılandırmalıyız, kendimizi ifade edemiyorsak etmenin yollarını bulmalıyız, bağımlılıklardan tutkulardan etiket ve heveslerden kurtulmalıyız. Dönüşüm yaşamış, titreşimi yüksek bazi insanlar elleriyle yogun şifa gücüne ve yetisine sahiptirler. Bunlar bu özelliklerini bazen arkadan gelenlere el vererek aktarırlar. Yalnız burada Mevlana’nın bir öğüdü dikkat çekicidir. Buna göre yetkinleşmiş bazı insanların el verirken dikkat etmeleri gerekmektedir. “Nice insan suratlı şeytan vardır. Bineanaleyh her ele el vermek layık değildir.” Mevlana Parmaklarla terapi Parmak uçları enerjiyi seri ve tazyikli bir şekilde iletebileceğimiz uygun bir organımız ve aynı zamanda da meridyen çıkış noktalarıdır. Akupunktur noktalarına tek parmak ya da iki parmak üst üste ve basınç dozu ayarlanarak uygulanır. Buralardan organlara enerji akar bu yararlı bir yöntemdir. Ancak burada anlatacağım teknik biraz daha farklıdır. Şöyle ki: Burada uygulama bir hortum ucundan diğer hortum ucuna yapılmaktadır. Yani sağ elimizin başparmağıyla işaret parmak ucu arasına sırasıyla diğer elimizin parmak uçlarını alarak meridyenleri açma yöntemidir. Her parmakta tam bir akış sağlanıncaya kadar beklenir. Daha fazla etki için parmaklardaki basınç artırılarak sıkıştırılabilir. Böylece daha yoğun bir enerji akması sağlanır. El ve ayak parmaklarıyla değişik pozisyonlarda çalışmak mümkündür. Örneğin: Bağdaş kurarak otur. Sol elinle sağ ayak parmaklarının tümünü kavra, avucunun içine al. Sağ elininde baş ve işaret parmağını birleştir ve diğer parmaklarını seri halde üst üste bindir en az yarım saat bu pozisyonda kal. Sonra tam tersini uygula. Cemal Bencan
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Pamuk gibi eller, bakımlı tırnaklar | PESTEMAL | Güzellik ve Bakım | 0 | 20 March 2008 16:39 |
Suya ve sabuna çok fazla dokunan eller yıpranıyor | PESTEMAL | Güzellik ve Bakım | 0 | 20 March 2008 13:54 |
Bitkilerle tedavi tartışılıyor | PESTEMAL | Tamamlayıcı Tıp | 0 | 12 March 2008 12:31 |
ELLER YANSIN | igzuma | Şiir Bahçesi | 0 | 06 November 2007 12:08 |
Dua Eden Eller | PESTEMAL | Her Telden Resim | 3 | 01 March 2007 10:16 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |