|
Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
05 May 2006, 13:19 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
ÖLÜMSÜZ AŞK Genç kız yine acılar içinde odasında yatıyordu. Henuz hayatının baharında ölümle yüz yüzeydi. Babası onu kurtarmak için gazetelere ilan vermiş, para teklif etmişti. Ama onun kalbinin teklemesi değil, kalbinin içindeki sızı ilgilendiriyordu. Sevdiği aklına geldi bir damla yaş daha döküldü gözlerinden. Ayrıldıklarından beri tam beş çile dolu yıl geçmişti. Aslında sevgilerinin arasına o kahrolası para girmişti. Hatırlıyorduda sevdiği ona birkeresinde: - Ben zengin değilim belki ama seni seven bir kalbim var. Sana sadece onu verebilirim, demişti. Zaten sevgiye muhtaç birisi başka ne isteyebilirdiki. Kendisini sevmesi yeterdi.O en çok Saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş koklamıştı saçlarını. Her dökülen saç yüreğine bir hançer olup saplanıyordu. Şimdi tek isteği sevdiğinin son anlarında yanında olmasıydı. Ne olurdu onu birkez daha görebilse, onu birkez daha koklayabilse.Bu düşünceler arasında uykuya daldı. Babası heyecanlı bir şekilde kızının odasına girdi. " Müjde kızım,kalp bulundu " dediğinde kızının bir peri güzellliğinde, sevdiğinin özleminden ıslanmış yüzüne baktı ve çıktı odadan... Genç kız, bir hafta sonra kendine geldiğinde sanki başka bir dünyadaydı. İçinde acaip bir his vardı. Sanki bu dünya ona çok farklı gelmişti. Aklına yine sevdiği geldi. Kalbi eskisinden daha hızlı atmaya başladı. Kalbi değişmişti ama sevdiğini eskisinden daha çok sever olmuştu. Bir gece ansızın uyandı uykusundan kalbi çok hızlı atıyordu. Bu durum sürekli böyle devam etti.Doktora gitti, durumunu anlattı. doktor: - Bir aya kalmaz geçer, demişti. Ama aradan aylar geçmesine rağmen durum aynıydı. Birgün bahçeye çıktı Çiçekleri seviyordu. Kırmızı güllerin yanına gitti. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. En çok kırmızı gülleri severdi. Çünkü sevdiği ona benzediğini söylerdi hep. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtı kimse yoktu. Yere baktı bir mektup vardı ve onaydı. Mektubu açtı ve kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bu onun kokusuydu. Koltuğuna zarzor oturabildi. Zarfın içinden mektubu titreyen ellerle çıkardı ve okumaya başladı : " Sevdiğim, bugün sevdamızın altıncı yılı. Seni hep sevdim. Seninle ayrılmak zorunda kaldığımızdan beri, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden ne birini sevdim ne de evlendim. Her günüm çile ve azapla geçti. Hergün sana şiirler yazdım, hergün şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. Tam beş yıl boyunca hergün yazdım, okudum, ağladım. Birgün önüme bir fırsat çıktı. Bu fırsatı reddedip kendime daha fazla haksızlık edemezdim. Belki seni unuturum diye senden çok uzaklara gittim. Ama şimdi seni daha çok özlüyorum. Her gece yanına geliyorum o masum yüzünü okşuyor yanaklarına öpücükler konduruyorum, sen uyanıyorsun benim geldiğimi anladığını sanıyorum ama sen o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Sevdiğim hep ben geldim senin yanına artık sen gel olurmu. Kırmızı güllerimize iyi bak. Ve artık unutma içinde seni senden daha çok seven bir kalbin var artık. Ona iyi bak olurmu. Kırmızı güllere ve kalbimize iyi bak. Seni yanıma gelene kadar bekleyeceğim sevdiğim Hoşçakal..."
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
05 May 2006, 16:05 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
810
Üyelik T.:
29 March 2006
|
Teşekkkürler...
[size=18px]Derdini dinleyecek bir dosta bir an bile ihtiyacın olursa, olacaksa eğer...
Yüzünde parıldayan gözyaşlaşını silecek, kurutacak birini, yakınında istiyorsan eğer... Herkesten sakladığın sırların varsa ve onları paylaşacak birini istiyorsan eğer... Sıkıntılarından kurtulmak için, bir dost elini, desteğini arıyorsan eğer... Zor gününü sana geçirtecek cıvıl cıvıl bir ses istiyorsan eğer... Sana çok önem veren ve seni çok düşünen birini istiyorsan eğer... Umutlarını paylaşan, tasalarını yumuşatmaya çalışan birini özlüyorsan eğer... Sana saygı duyan biriyle beraber olup, kendini bulacaksan; ben, benim diyeceksen eğer... Ve etrafında olup bitenlerden nasıl etkilendiğini anlayacak birine ihtiyacın varsa... Buradayım...Burada olacağım...[/size]
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
05 May 2006, 16:19 | Mesaj No:3 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
[size=18px]ÖLÜMSÜZ KIRMIZI GÜLLER....[/size] Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da. Rose... Gül... Kocasının sevgili Rose'u... Her yıl Sevgililer Günü'nü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı... Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte... Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı cümleleri yazardı : "Seni, geçen sene bugünkünden, daha çok seviyorum..." Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü... Önceden ısmarlanmış olmalıydı... Öleceğini nasıl bilebilirdi?... Zaten herşeyi önceden planlamayı ve yapmayı severdi, yumurta kapıya gelmeden... Gülleri özenle içeri taşıdı... Saplarını kesti, vazoya yerleştirdi... Vazoyu da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce güller ve fotoğrafı seyretti sessizce... Bitmek bilmeyen bir yıl geçti... Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl... Sonra bir sabah kapı çalındı... Tıpkı eski günlerde olduğu gibi... Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi... Sevgililer Günü'nü kutluyordu. Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı... Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı? "Biliyorum" dedi, çiçekçi... "Eşinizi geçen yıl kaybettiniz.. Telefon edeceğinizi de biliyordum.. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış, parasını da ödemişti... Hep öyle yapardı zaten, hiç şansa bırakmazdı. Dosyamda talimat var. Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. Bir de özel kart vardı, kendi el yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum... Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart..." Rose hıçkırıklar arasında teşekkür ederek telefonu kapattı. Parmakları titreyerek zarfı açtı... "Merhaba gülüm" diye başlıyordu, kart... "Bir yıldır ayrıyız. Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığını ve acılarını hissedebiliyorum. Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir? Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle anlatılmayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin dostum, sevgilim benim... Sadece bir yıldır ayrıyız. Kendini bırakma. Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum. Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. Onları kucağına aldığında paylaştığımız mutluluğu ve kutsandığımızı düşün. Seni hep sevdim... Her zaman da seveceğim. Ama yaşamalısın. Devam etmelisin... Lütfen... Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu bulacağına eminim.... Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip seninle yeniden ve ebediyyen kavuştuğumuz yere bırakacak.. SENİ SEVİYORUM GÜLÜM..."
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
05 May 2006, 16:44 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel... Her baharda, gece gündüz, her saniye HER İKİNİZEDE TEŞEKÜLER SAĞOLUN....
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
05 May 2006, 16:49 | Mesaj No:5 |
Guest
Durumu:
Papatyam No :
Arkadaşları:
Cinsiyet:
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
Düşündümde
iyiki benim değilsin İyiki bana evet dememişsin Bu sahte kalbinle İyiki beni sevmemişsin Sevsen ne olurdu sanki Gelsen ne olurdu ki bana Sanki bir gün gitmeyecek miydin?? O zamanda bir mesajla her şeyi bitirmeyecek miydin?? Ya o zaman ben ne yapardım Yaşayabilir miydim anılarla dolu bu şehirde Kapatabilir miydim kalbimde açtığın yarayı Güvenip sever miydim bir daha birini??? Düşündümde sen benim gibi değilsin sen birini bir ömür sevemezsin işte bu yüzden,, işte bu yüzden İyiki artık hayatımda değilsin... |
05 May 2006, 17:06 | Mesaj No:6 | |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
Alıntı:
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
|
05 May 2006, 17:11 | Mesaj No:7 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
[size=18px]ELLERİN AVUCUMDA İKİ ATEŞ DAMLASI[/size] Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün, gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam. Kızım benim, nazım benim, gurbet elde sazım benim, yalazlanmış can tanem, körpe dalım, bir tanem. Sisini, gözlerimin içimdeki dumanı seziverdin de sanki; acılandın uykunda, sızlandın huysuzlandın... Dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum! Kolsuz kanatsız kalmış geceden beri başucundayım. Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük, kabukları koparılmış yaralar gibi uğulduyor beynimde. İtiraf etmeliyim ki, yavrum, çekip gitse de bir bir ekmeğe, özgürlüğe, insanlık ve hayata dair içimi dişleyen düşünceler, senin bir gülücüğün şimdi yaşamam için bana yeter. Geceden beri başucundayım.. İşte, sabaha dayandı gün! Aşsız, işsiz, kuruşsuz bir ıssız bayırdayım. Bebeğim, canımın kıvırcığı, boranda, fırtınada sürgün vermiş tomurcuk. Üzüm tanem, nar tanem, acar yanım, bir tanem.. Kim kime, dum duma bir tufandayız; günlerin ağzında kara bir gül dikenleri tenimize dayanmış. Ürkütülmüş, sarılmış, acıyla sınanmışız.. İnim inim uykunda nasıl da yalnız yanıyor yüzün yavrum, yüreciğin kaşlarında tütüyor, ellerin avcumda iki ateş damlası. Tutuşmuş rüyaların, sesin duyulmaz, kendi kollarımızdan başka saranımız yok bizim. Yazım benim, güzüm benim, yemin olmuş sözüm benim. Sana kuş bulmalıyım, sana düş bulmalıyım, gidip iş bulmalıyım... Koynunda çırpınırken böyle çaresiz kahrınla tanıştırdın bizi ey hayat zehrinle tanıştırdın. Alışılmaz bildiğimiz nefrete alıştırdın! Onurumuz... Senin için sakladığım tek servetim bu yavrum. Süt olmaz, aş olmaz, iş olmaz onurumuz. Sızım benim, gizim benim, gurbetelde izim benim. Ateş almış taş altında kalmışız, gün olur hesabını sorarız elbet. Nihat BEHRAM
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
13 May 2006, 14:35 | Mesaj No:8 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
ÖLÜMSÜZ AŞK
Yazım benim, güzüm benim, yemin olmuş sözüm benim. Sana kuş bulmalıyım, sana düş bulmalıyım,
ABLAM YAZARDA GÜZEL OLMAZMI HİÇ ÖPÜYORUM SENİ KOCAMAN ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN...
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Ölümsüz AŞK... | Papatyam | Öyküler & Hikayeler | 0 | 27 March 2012 15:22 |
İŞTE ÖLÜMSÜZ AŞK BU :) | EDALI | Her Telden Resim | 1 | 24 February 2007 13:38 |
ÖLÜMSÜZ AŞK | gebzelim | Öyküler & Hikayeler | 2 | 25 April 2006 12:46 |
Ölümsüz Yalnızlık | beliz | Yakılacak Şiirleriniz | 3 | 18 April 2006 00:48 |
''Ölümsüz Aşk..'' | ihsan034 | Öyküler & Hikayeler | 1 | 17 March 2006 11:50 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |