|
Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
27 March 2006, 16:45 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
795
Üyelik T.:
25 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İZMİR
|
ŞEFKATLİ KUCAK
ŞEFKATLİ KUCAK Sehrin en lüks apartmanlari arasinda sikisip kalan bahçede topal bir kedi yasiyordu. Ana caddedeki yogun trafikte ayagi ezildigi için buraya yerlesmek zorunda kalan hayvancik, çevre binalardan atilan yiyeceklerle kisa zamanda gelisti ve bir[b] yil sonra anne oldu. Yavrulari dogmadan önce ihsan edilen bazi duygular, herseyini onlar için feda etmesi gerektigini söyler gibiydi. Apartman sakinleri, yavrularin güzelligine dayanamamis ve onlari birer ikiser paylastiktan sonra, en çirkin ve zayif olan disi bir yavruyu kendine birakmisti. Anne kedi yavrularinin iyiligi için bu duruma katlanmis ve bütün sefkatini elinde birakilan yavrusuna tahsis etmisti. Apartmandakiler aradan birkaç mevsim geçince, anne ve kizinin ayni zamanda dogum yaptigini gördü. Topal kedi ikinci defa annelik lezzetini tattigi günlerde büyükanne de olmustu. Fakat bazi konularda tecrübeli sayildigi için sadece kendi yavrularini emziriyor ve ara sira kaçamak yapip kendisinden süt emmek isteyen torunlarini kovarak annelerine gönderiyordu. Öyle ya her yavru kendi annesinden süt emmeli ve o essiz sevgiyi paylasmaliydi. Apartman sahipleride bu durumu farketmis ve büyük annenin yaptiklarini normal karsilamisti. Hatta yanlisliklada olsa onun torunlarinin emzirmeecegine dair iddiaya girenler vardi. Kedilerin yasadigi bahçeye bakarak günlük sikintilainin gidermeye çalisanlar, her zaman sahit olduklari durumun bir gün aniden degistigini görerek hayrete düstü. Yasli kedi kendi yavrularinin arasina torunlarini da almis ve o güne kadar bir damlasinin bile vermedigi sütünü cömertçe ikram e tmesi yetmiyormus gibi, onlari yalayarak temizleme isini de üstlenmisti. Artik kendi için hiçbir yavru, digerlerinden farkli görünmüyordu Iyice acikmis olan kedicikler, kendilerini tam zamaninda misafir eden bu sefkatli kucakta beslenirken, annelerinin dört saat kadar önce bir araba altinda kaldigindan habersizdi.
__________________
[size=10pt]XEANA[/size] |
27 March 2006, 17:28 | Mesaj No:2 |
Guest
Durumu:
Papatyam No :
Arkadaşları:
Cinsiyet:
|
ŞEFKATLİ KUCAK
Çok Güzel Bİr Yazı Tşk ler
[size=18px]Uzatma Ellerini Bir düşün dayanılmazlığından Meçhul bir sesle uyanışlığına açılan kapı gibidir telaş. Nedeninin ne olduğunu bilmeden korkuşun gibidir yani, Sebep arayıpta bulamadığın bir bilinmezlik gibi... Uçsuz bucaksız bir sensizlik girdabında; tabana vurmuş gibi hissedişlerimin, kaçıncısındayım bilmiyorum. Ama saymayı bırakalı çok oldu. Yalnızlığın adını sensizlik koymuştuk, Sensizlik hiç olmayacak diye tekrarlardık aynı saniyede başlayarak Aynı parkı, hep ayrı gözlerle bakarak defalarca turlardık. Elin elimde, elim elinde olunca dururdu sanki zaman. Yaman bir aşktı bizimki de, öldürdü zaman. Müebbet hapis istemiyle yargılanırken o zamanlardan, Faili meçhule düştü dava zamansızlıktan. Çare düşünürken aklımdan; Seni düşlerime almamanın yollarını aradım zaman zaman. Seni sevmekten çıkan yolların tümü kapalı, Sana varan yollar silinmiş haritalardan, Sensizliğe giden yoldan korkuyorum... Uzat elini fotoğraflarından Gerçeğe dönsün yaşanılanlar Yenildik zamana biliyorum, ama olsun. Elini uzat, yıkılıyorum yalnızlığımdan... Sensizliğe açılan her kapıdan geçişimde. İçimdeki yokluk büyümekte, Ne sensizliğe atıfta olunacak Nede sensizlik bitecek zamana inat. Yada; sen uzatma ellerini, Zamana yenilmişliğimiz, Zamanın geçmişliğinde kalsın. Erişmez ellerin yalnızlığıma… Korkularım büyür, giderek tek kalmışlığımla. Uzatma ellerini, O güzel bakışların kalsın fotoğraflarında. Sen; senliğine doğru yelken aç, Ben; benliğimde kaybolayım, Ufuksuz okyanusumda…[/size] |
28 March 2006, 10:24 | Mesaj No:3 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Çıkar Beni Ne Olur Anne...
Günlerdir göremediğim yüzünün Sıcağını sindiremediğim kucağının Özlemini duyuyorum anne… Bir boşlukta gibiyim sensiz Akıp gidiyor zaman avuçlarımdan Bendini dinlemez ırmaklar gibi Durduramıyorum anne… Düşlerimde görüyorum seni, saçların bulutlar kadar ak, Gökyüzü kadar sonsuz sevgiler yüreğinde Şevkatle bakıyor gözlerin, herzamanki gibi Küçücük bir bebeğim ellerinde anne… Bu ne sıcak bir kucak!… Can verdiğin bedeninden bedenime Tükenmez sevgin, sabrınla, yüreğime Yüreğinin atışları karışıyor anne… Şimdi uzaklardayım… Hangi rüzgâr attı beni gurbet ellere… Yüreğimdeki evlat sevgisi mi, ne? Susma! …Ne olur söyle anne… Sakınırken gözlerdeki nurdan Bir yarım orda kaldı, bir yarım burda… Bir soluk kadar yakınımdayken Daha, daha sarıp da koklayamadım anne… Yaşamın kuralı mı böyle? … Kaybetmeden bilinmiyor kıymeti Koşulsuz sevgi, ilgi nerde? Bulamadım yerine koyacak birini anne… Kaç mevsim geçti sensiz. Boynu bükük çiçeklerin... Gönül bahçende bensiz Biliyorum, özlüyorsun sen de, özlüyorsun beni anne… Zaman nasıl geçiyor, yanındayken bilemedim Seni ne çok özledim… Seni ne çok sevdim de söyleyemedim Söyleyemedim anne… Her gün bir fırtına esiyor yüreğimde Çığlık çığlığa kopan Kuşların kanatlarında türkülerim Ne olur dinle, dinle anne… Kimi gün sızı oluyorsun yüreğimde Kimi gün içime düşen top ateş, Sanki gökyüzünün bütün bulutları gözlerimde Sağnak sağnak yağmur oluyorum anne… Düşününce yaşanmadan geçen günlerimi Yalnızlık korkutuyor beni… Sanki ölüm tutmuş eteğimi Yaşamak istiyorum, yaşamak anne… Esirgemeyip sevgini, uzat o güzel ellerini Bir yanımla cocuğum hâlâ, anla!… Kaybolmadan yaşam labirentinden Çıkar beni ne olur, çıkar anne… Leyla Işık
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |