Su Olmak... - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 10 April 2006, 15:58   Mesaj No:1

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Su Olmak...

Su Olmak...

[size=18px]SU OLMAK[/size]

Bir an için sen su oldugunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok, tükenmez... İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak ; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın. Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçası olursun yalnızca!... Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü "su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler..

Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi ; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandı. Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!.. Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme ; sana "felaket" denmesin! Suysan bir bardağa sığabilki damarlara girebilesin!..

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı , su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadiığını.

Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın... Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sende fikrini bildirecegin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin!...

Demeyeceksin "ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.."

Demeyeceksin "ben aklıma geleni geldigi biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda.."

Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil... Ağzını açıp "şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?... Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler ; beyni olan her canlı gibi! Hadi... Sen şimdi "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa... Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Yaşam ver...

Vazgeçilmez ol!...

Hayatta hepimize aydınlık yarınlar sağlıklı uzun ömürler huzurlu günler bizi seven ve anlayan insanlar hayırlı evlatlar iyi arkadaşlar unutmayan ve unutulmayan dostlar paylaşımcı güzel insanlar bol ve bereketli kazançlar ve güzel umutlar diliyorum... Sevgiyle kalın hoşça kalınız dostça kalınız... Demeden... Bunu neden bana yazdığınızı tam anlamadım diyorsan, yazmak zorunda hissettim kendimi bağışlayın lütfen : Dinle Gönül Dostum, üçüncü gözüm... Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!.. Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme ; sana "felaket" denmesin! Suysan bir bardağa sığabilki damarlara girebilesin!.. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de “kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin çevrene.

Su olmak demek, yansıtıcı olmak demek. Su oluş akış demek, eğer suyun aktığı yada karşılaştığı ortam dingin değil dengede değil salınıp durur ise, su yıkar, kırar, alır götürür demek. Su bulunduğu ortamı olduğu gibi yansıtır demek. Eğer suyu tutmasını bilirse ortam, kontrol etmesini bilirse kuracağı bentleri iyi ayarlarsa gücü ve dinginliğini tahmin edemezsin demek. Su sadece ortama bağlı akar, kimi zaman seni yıkar geçer ki eğer sen dengeli be engebeli isen... Kimi zaman sakin yemyeşil bir göl olur dingin gizemli ve neş'e veren. Kimi zaman dağların tepesindeki kar olur yüksek kayalar ve soğuk rüzgardan. Bazen çığ olur tepelerden kayar yok eder, ama bazen de tatlı bir akışla sarar seni, eğer sen ova isen, bereket verir. Su olmak budur, su bakan göze göre değişir çünkü bakanı olduğu gibi yansıtır. Alan alır, gören görür, içebilen içer eğer ortamı uygunsa, yoksa akar gider su. Çünkü onun sadece ulaşağı yer okyanustur, kimi zaman bulut olur, yağmur olur, kar tanesi olur, ortam şekillendirir onu, bazen su kontrole ihtiyaç duyar ki bunu yapacak kadar geniş gönüllü ve dengeli olmak gerek yani suyu çok ama çok sevmek gerek. O zaman su , onun için muhteşem olur, vazgeçilmez... Hoşçakalınız... İşte böyle sevgili Gönül Dostum... Sevgili Üçüncü Gözüm...

ÜÇÜNCÜ GÖZÜMÜZ AÇIK OLSUN... SEVGİLİ GÖNÜL DOSTUNDAN & GÖNÜL DOSTUNA...

Netten Alıntıdır
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
ERKEK OLMAK umut Erkeklere Özel 0 29 June 2008 17:29
Türk Olmak! PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 2 18 September 2007 09:44
Erkek olmak !!! REHA Erkeklere Özel 5 13 September 2007 10:24
AŞIK OLMAK? serife Şiir Bahçesi 4 11 June 2007 14:23
Okyanus Olmak Mekansiz Deneme & Düz Yazılar 0 31 March 2006 20:15

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.