20 May 2006, 14:04 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
GELMİYCEK OLAN MEKTUP...
GELMİYCEK OLAN MEKTUP... Merhaba; Şuan sana nasıl hitap edeceğimi bilmiyorum... Pişmanlığım mı demeliyim yitirişime; yoksa yenilişim mi demeliyim hasretine... Bana ithaf ettiğin yazılarını gözyaşlarına boğularak okudum. Kimi zaman gülümsedim güzel bir anımıza, çoğu zamansa başım önde utandım ağladım... Uzunca zamandır aramamak için savaşıyorum kendimle... Yanlışlarım engelliyordu ve yanlışlarımı bilen insanlar dünyanı bir kez daha yıkmamamı istiyorlardı. Oysa ne çok şey söylemek isterdim. Ödeyemediğim hakkının altında ezildiğimi; seni yargıladığım doğru sandığım yanlışlarımı gördüğümü söylemeyi, senden milyonlarca defa özür dilemeyi nasıl dilerdim bir bilsen... Kal diyemezdim diyorsun bir yazında nasıl da haklısın aslında sözleri tüketen de bendim seni bitiren de... Oysa ki beklediğin günlerde gelmeyi çok istemiştim de gözlerinde söndürdüğüm ışığa bakmaktan utanmış gelememiştim. Zaten hep engeller oluyordu gelmeme birazda ben bahaneler buluyordum aslında Bu gece sana itiraflarda bulunmak için aldım kalemi elime kendimle bile yüzleşemediklerimi senle paylaşmak istiyorum dinler misin beni Sana ilk gün sevdiğimi söylediğimde nefes al önce gerçekten hisset o zaman söylersin demiştin.Ben ise günün güzelliğine güzellik katabilmek için harcamıştım sevgi sözcüklerimi söylemeye devam etmiştim Bir yazında da dediğin gibi ilk kez seni sevdim onu da beceremedim.Hatırlıyor musun bir sağanak yağmurda sana koşarak gelişimi O günde söylemiştim sana bekleyen sen olmasan yine gelmezdim diye O güne kadar yağmur altında bir sevdaya koşmamıştım,sevdamı beklememiştim. O gün sana sevdam deyişim bu yüzdendi.Bu gün ise dinmeyen sızımsın sevdam Senden sonra küllerinin arasından sevgiyle bakan gözler aradım bulduğumu sandım da ama her defasında yanıldım sevdam Her kez bir menfaat peşinde koşuyorlar.Oysa ki sen hiçbir şey beklemiyordun yaptığın sayısız fedakarlıklarına Yalnızca anlaşılmayı bekliyordun ve ben seni anlayamadım anlaşılamayanım Her kez sarayları andıran evlerde yaşatmamı istiyorlar oysa ki sen 2 odalı bir ev yeter bize borçların arasında boğmayalım sevgiyi her şey zamanla yerine gelir diyordun. Azla yetinmeyi bana sen öğretiyordun. İşsiz kalacaktım belki de bir mart ayında ihale sonucunda yinede yokluğu da bilirim yeter ki huzur ver bana demiştin de ben yine yaralamıştım seni o günler gelsin de görürüz o zaman diyen sözlerimle Utanmanın bile kar etmediğini anlıyorum seni bana getiremeyeceğini biliyorum,büyüdüm belki de Büyük sözlerinin, yüreğinin altında ezilip;ezildiğim kadar ezmenin de seni kaybedişime bir sebep olduğunu da görebiliyorum Son gün seni son görüşüm geliyor gözümün önüne yaralı bir savaşçı gibiydin Benle savaşmıştın güzellikleri yaşamak, yaşatmak için ama her defasında yaralamıştım seni ve sen karşımda suskundun. Söylenecek sözleri tüketerek gelmiştim duymaktan korktuklarım için Bana iğrenerek bakışını unutamıyorum sana ait hiçbir şey kalsın istemiyorum derken Çok büyük bir nefret vardı gözlerinde soruyordun suskun kalsan da yaşattıklarımın hesabını Yinede kendinden ödün vermiyordun hiçbir davranışınla günlerce yere vurduğum umutlarından eser kalmamıştı eser bırakmamıştım. Oyy yanlışlarım, içip içipte seni yaralayışlarım ve inkar edişlerim Bugün tek bir an bulsam tek bir imkan olsa seni görmeye yeniden başlayabilir miyiz demeye yüzüm yok gücümde yine de affettirebilirim belki kendimi İçimdeki heyecanı yitirdim artık gelmek için bile demiştim sana heyecan olarak adlandırmıştım sevdanı ya şu an yaşamak için bile heyecanı bulamaz oldum sen benim gözlerimin içini güldürendin,Gece yarısı kapımın ardında bekleyenimdin Şimdilerde kapımın ardında bulmayı umduğum kimseler yok. Olanlar bir gün elimde sevgiyle gidişimle yetinmeyecekler gözümün içine bakmayacaklar uykusuz kalıp beklemeyecekler beni ve hiç kimse kokmayacak sen gibi... Doğru zamanlarda yanlış insanlara,yanlış zamanlarda doğru insanlara mahkum oldu bu yürek... Belki doğruyu görmeye yetmedi gözlerim.Belki de yanlışı silmeye yüreğim...
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
20 May 2006, 14:06 | Mesaj No:2 |
Guest
Durumu:
Papatyam No :
Arkadaşları:
Cinsiyet:
|
GELMİYCEK OLAN MEKTUP...
Sol göğsümün altındaki karanlığı aydınlatan gözlerine bu satırlarım...
Gözlerin anlatırdı yüreğini.. Sen konuşmayı sevmezdin.. Bende susmayı isterdim ama, olmadı sevdiğim.. Araya yasaklar ve ayrılıklar girdi. Bunu ne sen istemiştin ne de ben. Ağlayışım terk edip gidişine değil, ben sensizken senden diye sensizliğide sevdim.. Seninle; seni de, sensizliğide alıp gittin.. Sen gideli düşünüyorum da, aşkın tarifini buldum sonunda.. Alışmakla vazgeçmek arasında bir şey.. Sevdiğin bir şeye alışıveriyorsun.. Bu çok kolay oluyor tabi... Gün geliyor, alıştığın şeylerden vazgeçmen gerekiyor, zor olanı da bu ya, vazgeçmeye alışmak... Yokluğuna alışmaya çalışıyorum günlerdir... Bir zamanlar gözlerin gözlerimle buluştuğunda, mutluluktan uçacağımı sanırdım.. Aşk vardı bakışlarında. Boğulurdum da gözlerinin derinliklerinde, yinede şikayetim olmazdı kadere.. Ne garip değil mi?.. Hiçbirşeyim gibiydin ama herşeyimdin.. Ya da herşeyimdin ama hiçbirşeyim değildin... Hatırlıyor musun? Komşunun ziline basıp kaçan çocuklar gibi yaramazdık. Onlar kadar masum muyduk bilemiyorum.. Değildik gibi geliyor bana.. Sen ne dersin?.. Bütün lekeleri saflığa mı kattık sence de?.. Artık sana (ve gözlerine) yazmak istemiyorum.. Yazdıklarımı okuduğumda daha bir seviyorum seni.. Siyahla beyaz, geceyle gündüz gibi, beni seviyor ya da sevmiyor olma ihtimalin... Bugün gözlerine baktım.. Artık yabancınmışım gibi bakıyorsun yüzüme.. Gözlerinde aşk yoktu.. Dahası sevdiğini sanıyormuş gibi bile değildin.. (buna bile razıydım aslında) O günlerden bugünlere değişmeyen iki şey kalmıştı.. Benimle yalnız kalmaya korkuyorsun.. Ve hala gözlerine her bakışımda, boğuluyorum.. Herşey başlayıp bitiyor bu dünyada.. Sevmediğimiz şeylerinde bir sonu oluyor, sevdiğimiz şeylerinde.. (ve tabi seviyorum zannetiğimiz şeylerinde) olmasa iyi ya, oluyor işte böyle şeyler... Seni alıp götüren bir şarkı, beklemediğin bir anda bitiveriyor sözgelimi... Sevdiğin insanlar kaybolup gidiyor işte birgün kalabalıkların arasında... Gerçekten sevdiğini biliyor olsaydım, yokluğuna alışmak daha mı kolay olurdu yoksa dahamı zor... Kestiremiyorum... Senin haklı olduğunu biliyorum, ayrılık vakti gelmişti ve sen gitmeliydin.. Ama herşeyin bir yalan olduğunu düşünmek, acıtıyor işte içimi... Bu kaderi sen yazdın, unutma sen seçtin ayrılığı... Bir düşün bu aşkta nankör olan, hangimizin sevgisi?.. Neden öfke var gözlerinde?.. ............................. Dönüşü olmayan bir yola girmişsin.. Bugün sana son kez yazıyorum (yazdıkça büyüyorsun çünkü içimde).. Bu gece sana gönül defterimin son sayfalarını aralıyorum.. Birgün bir yerlerde yine karşılaşır mıyız bilmem.. Bir şarkı duyuyorum ‘yine karşılaşırız, dünya küçük, aşkım büyük..’ diyerek veriliyor cevabı sana tuttuğum bu şarkıda... Ama şimdi ben senin için açtığım bu defteri, yine senin için kapatıp gidiyorum.. Sende git istersen.. Ben yokken iyi bak ama kendine.. Yanıbaşında duran herşeye iyi bak... Ne kadar uzaklara gitse, yinede kendi uzağına gidemiyor insan bir türlü.. Yüreğinin kıyılarından geçemiyor karşı kıyılara.. İçindeki acı nereye gidersen git, seninle geliyor (hatırlasana, çok uzaklardaydın ve yüreğinin bende kaldığını zannetmemişmiydin sende) Ama bazı şeyleri yapmayı ben yokken de unutma olur mu... Neyi unutma biliyor musun?.. Mesela şeyi unutma.. Her sabah güneşin yeni bir umut getireceğini. Koca şehre yeten umutlardan bir yürek dolusu da senin payına düşeceğini.. Herşeye rağmen ‘gülümsemeye’ değen bir şeylerin sen istediğin sürece hep var olduğunu.. Gerçekten sevmekle, sevdiğini zannetmenin birbirinden çok farklı olduğunu... Dışarıdaki fırtınaya dirensen bile, yüreğindeki fırtınaya hep yenik düşeceğini... Soğuktan değil de, ilgisizlikten solduklarını, yürekteki sevda çiçeklerinin... Başparmağına bakıp mutlu olabileceğini.. (bunun hikayesini sana, mutlaka senin için ‘özel’ olan biri anlatmıştır ve hep onu hatırlarsın) Gidene ‘kal’ denmeyeceğini... Seni ‘sen’ olduğun için sevenlerin, sen ne yaparsan yap, yinede seni seviyor olduklarını.. Karşındaki insanı üzmek istediğinde, sadece susarak bile bunu yapabileceğini.. Birisine acı çektirmenin en kestirme yolunun, onu unutmak ve umursamamak olduğunu.. Hepsinden önemlisi, senden başka ‘sen’ olmadığını unutma... Bana her zaman güvenebileceğini.. (güvenmesen bile, güveniyormuş gibi davrandığında sana kimsenin kazık atamayacağını) Yüreğimde hep sana ait çok özel bir yer olacağını, yaşadığımız bütün güzellikleri her zaman gözlerimde saklayacağımı, dudaklarının tadını asla unutmayacağımı... Soğuk havalarda sıkı giyinmeyi, birisine kızdığında öfkeni masum birinden çıkartmanın ona yaptığın en büyük haksızlık olduğunu.. Ve en azından çay içmeyi isteyip istemediğini bir kerede söyleyebilecek kadar kararlı olman gerektiğini unutma... Şimdi sana bu hikayenin sonunu anlatacağım... (kırmızı başlıklı kızla, avcı masalını hatırlıyorsun değil mi?.. hani kız avcıyı yemişti...) Adam, bir Kizı sevmiş... Kiz da Adami sevdiğini zannetmiş... Dahası Adami da inandırmış bu fikrine... Bütün karanlıkları aydınlatırmış, kizin gözlerindeki yıldızlar... Bu da Adamin yanılgısıymış... Sonra,sonrası malum aslında... Kizın ardına bakmadan gidişi, Ve artık Adamin baktığı her yer ‘karanlık!..’ ............................. Elveda sana ve senden bana kalan son hatıraya bilinmiyenim... |
20 May 2006, 14:14 | Mesaj No:3 |
Durumu:
Papatyam No :
825
Üyelik T.:
07 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
GELMİYCEK OLAN MEKTUP...
KADER Mİ DİYELİM
Sevmiştik biz delicesine Çılgınlar gibi güzelim Canımın içindeydin Gözümün nuruydun bebeğim Sen benim tek sevdiceğim Ben senin herşeyin Sen unutulmazım, amacım Ben damarlarında ki kan'ın Yaşayacaktım sende, var oldukça Kim bizim gibi sevebilmiş Bak, şimdi ne oldu bize Ben yorgun, sen perişan İkimizde yaşayan ölüden farksız Ellerimizle yıktık, hiç acımadan Herşey bir hiç uğruna Üzgünüm aşk'ım, çok üzgün Kopuverdik, halimize baksana Kader mi diyelim şimdi buna
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
20 May 2006, 14:14 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
834
Üyelik T.:
11 April 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:39
|
GELMİYCEK OLAN MEKTUP...
Neyi unutma biliyor musun?.. Mesela şeyi unutma.. Her sabah güneşin yeni bir umut getireceğini. Koca şehre yeten umutlardan bir yürek dolusu da senin payına düşeceğini.. Herşeye rağmen ‘gülümsemeye’ değen bir şeylerin sen istediğin sürece hep var olduğunu.. Gerçekten sevmekle, sevdiğini zannetmenin birbirinden çok farklı olduğunu...
ELLERİNE SAĞLIK SÜPER BİRŞEY BU ÇOK SAĞOL...
__________________
[url=http://imageshack.us]http://img208.imageshack.us/img208/1...ooooooojl5.gif |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
mektup | mirim61 | Fıkra Diyarı | 4 | 21 April 2007 01:08 |
İngilizce mektup :-) | nihale | Gülmece | 0 | 04 December 2006 11:46 |
MEKTUP... | beliz | Yakılacak Mektuplarınız | 3 | 20 April 2006 17:20 |
Besinci Mektup | REHA | Şiir Bahçesi | 1 | 15 April 2006 10:54 |
Mektup... | Papatyam | Deneme & Düz Yazılar | 0 | 22 March 2006 18:01 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |