03 February 2006, 10:12 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
*Günün Hadisi*
*Günün Hadisi* Biriniz bir meclise geldiğinde,kendisi için yer açılırsa,oraya otursun;aksi halde baksın,gördüğü en geniş yere otursun(Hadis-i Şerif,ramuzü\´Ehadis)
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
03 February 2006, 10:37 | Mesaj No:2 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
\´\´İNSANIN EN ACİZİ DUADAN ACİZ OLANDIR.İNSANLARIN EN CİMRİSİ DE SELAM VERMEKTE CİMRİLİL YAPANDIR.\´\´(HADİS-İ ŞERİF EBU DAVUD)
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
03 February 2006, 10:38 | Mesaj No:3 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
Hadisler ve Ayetler...
[size=18px]40 HADİS-İ ŞERİF
Resulullah'dan (SAV) Ali'ye (RA) vasiyetler [/size] Allah dostları tarafından sağlam kaynaklara dayanılarak 700.000 (yediyüz bin) civarında hadis -i şerif toplanmıstır. 700.000 hadis-i şerif içerisinden de bu Hadis-i Erbain (40 Hadis) seçilmiştir. Seçilen bu Kudsi Hadisler, Sadrettin-i Konevi Hazretleri tarafından 1350 yılında açıklanarak yazılmış ve Selçukiler ve Osmanlılar zamanında da çoğaltılıp dağıtılmıştır. Malatya beyi oğlu Sadreddin-i Konevi, Muyiddini Arabi'nin üvey oğludur. Mehmet Akif Ersoy - Allah Rahmet eylesin- 1924-1936 yılları arasında Mısır'da bulunduğu sırada, Cami'ul Ezher'de "Hadis-i Erbain'i" görmüş. Arapça yazılı olarak getirmiştir. Türkiye'de de Diyanet işleri Başkanlığı kanalıyla Türkçe olarak bastırılıp dağıtılmasına vesile olmuştur. 1996 yılında da Ahmed Kayhan Hazretleri ve arkadaşları tarafından yeniden kaleme alınmış olup , bastırılarak bedelsiz olarak dağıtılmıştır. 1999 yılında ise Medineli Ahmed tarafından internete aktarılmıştır. Cenab-ı Allah (C.C.) cümlemizi, zahir batin bütün Ümmet-i Muhammed'i (S.A.V.), Kur'an-i Azimussan'nin Sefaat-i Muhammediye'sine nail eylesin. Amin. [size=18px]40 HADİS[/size] Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Merhametli olanlar... Bunlara Rahman olan Allah merhamet eyler. Yerde olanlara merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet ederler. " AÇIKLAMASI : "Her kim, şefkat ve merhamet vasıflarına bürünürse, Yüce Rabbin Rahmetini kazanmış sayılır. Yavaş yavaş ondan gelen Rahmet nesimi (latif rüzgar) önce ruhunu sarar; sonra derece derece bütün dış yapısını kaplar. Ama dış temiz olunca!... Ama Şer'i hükümler onda kusursuz tatbik edilince. Aksi halde, gelmiş olsa dahi, kaçar gider. Allahulâlem" Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Allahu Teala Hazretleri her yüzyılın başında bu dini ikame edecek birini baas eder." AÇIKLAMASI : "Her yüz sen başında bir müceddid gelir. Esasta değil teferuatta önemsiz değil, önemli değişikliker yapar. Asrın icabına göre bazı ahkâm çıkarır. Muannidlere (inatçılara) cevap verir. Açıklaması kendi zamanına kalan bazı meseleleri açıklar. Bu vazifeyi yapan aynı zamanda Kutup'tur (Kubt'a Gavs da denir). Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; " Salacağınız bir ip, sizi mutlaka Allah'a ulaştırır." AÇIKLAMASI : "Düşün O'ndan gayri tek varlık yoktur... Abadan'dan öte bir karye (şehir) yoktur. Allahulâlem" Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Her kim Allah için olursa... Allah onun için olur." AÇIKLAMASI : "Bir kul benliğiden fena bulur (geçer), anını zamanını bir yana atar; varlığını mevhum (kuruntu ürünü) nefsine izafe etmekten vazgeçerse, Hak Tealâ ona kayısız şartsız tecelli eder... Bir başka mana daha: Her kim fiiler, sıfat ve zat yönüyle fenafillah (dünyayı kalbden tekedip tamamen Allah'a C.C. yönelmek) mertebesine ererse, onun mazharında (ortaya çıkma ve görünme yeri) İsm-i Azanm zuhur eder -zat, sıfat ve esma , efal (fiiler) olarak-.Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler ve buyurur: Yok mu tebe eden?... Ki, onun tevbesini kabul edeyim. Hani duacı?... Ki ,onun duasına icabet edeyim." AÇIKLAMASI : "Bu Hadis'e şu Ayeti kerime ile işaret edildi; "ŞU DA MUHAKKAK Kİ BEN, TEVBE EDEN, İNANAN VE YARARLI İŞ YAPAN, SONRA (BÖYLECE) DOĞRU YOLDA GİDEN KİMSEYİ BAĞIŞLARIM." (TA-HA Suresi, Ayet 82) Bu manalardan Allah'u Teala'ya kavuşmayı ANLA... ve bereket bul. Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "O mü'min ki insanların arasına girer ve onların eziyetlerine sabreder; bu, o müminden hayırlıdır ki, insanlar arasına giremez ve eziyetlerine sabredemez..." AÇIKLAMASI : "Belirtilen manalardan biride şudur; Tam ve Kâmil insanın manaya talib olan müslümanların arasına girmesi, yalnız kalıp onlara karışmamasından hayırlıdır. (Halk arasına karışmamak, daha ziyade, meczup vasfını haiz saliklere has bir haldir. Ama bu meczup salik de, kendisinden hiç bir şey hasıl olmayan salikten hayırlıdır. Yine, kendisinde hiç bir zuhurat olmayan, meczubdan, fazilet itibari ile daha değerlidir). Allahulâlem. " Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Şayet Hakkı tam manası ile bilseydiniz; su üzerinde yürürdünüz, dağlar sizinle kayardı..." AÇIKLAMASI : "Eğer Hak'kın varlığında fani olup, O'nunla beka bulsaydınız, elbette herşeye karşı bir tasarruf sahibi olurdunuz... Özellikle icat ve yok etme babında. Ama her ülkede; Âfakta ve enfüste. (Yani hem batını alemde hem de zahiri alemde). Allahulâlem. " Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Hemen herkes dünyadan susuz çıkar, Ancak 'Rahman, Rahim Allah adı ile' diyenler hariç." AÇIKLAMASI : "Her noksan olan, kemal derecesine yönelmek zorundadır. Ta ki O'nu bile. Şayet O'nu bilmiyorsa hakiki kemali bulamaz. Meğer ki bütün esma ve sıfatlara tahakkuk etmiş ola. Ama hem celal tarafındaki sıfatları ile hemde cemal tarafındaki sıfatları ile. Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Eğer Ademoğlunun iki dere dolusu altını olsa üçüncüsünü arzular. Ademoğlunun boşluğunu ancak toprak doldurur." AÇIKLAMASI : "Bir kalp için iki vadi olsa... İş bu iki vadi, ruhun ve nefsin vadileridir. Ve bunlar leduni ilmlerin altını ile dolsa mutlaka üçüncü bir vadininde dolmasını ister. Çünki onun istidadı vardır: Özellikle İlahi feyz kabul etme babında;bir de... evet bir de feyz veren zatta hakikatı bulması babında; bir de... evet bir de verilen feyzle hakikate kavuşmak üzerine. (burada bilhassa , Ademoğlunun gözünü dolduran şeyin toprak olarak anlatılmasından murad, zül haline varn bir fena halini bulmaktır. Özellikle burada fani bir varlığın izzet bucundan zillet enginine düşmesineişaret vardır. Buraya kadar anlatılan manaları şu Ayeti Kerimenin özlü manasına bağlamak icab eder; "HARAM HELÂL DEMEDEN MİRASI YİYORSUNUZ, MALI AŞIRI BİÇİMDE SEVİYORSUNUZ" (Fecr Suresi, Ayet 19-20). Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Allahu Teala bir kulu severse, onu çeşitli denemelere tabi tutar." AÇIKLAMASI : "Yani iptilaya uğratır. Kul o iptilalara sabrettiği takdirde ona üstünlük vererek sever. Şayet şükür yoluna girerse bu sefer onu Zatına seçer. Bu Hadis-i Şerifle anlatılması istenen mana şudur; Allahu Teala bir kulu severse onu fena hali denemelerine sokar. Bundan sonra fenadan da fena haline geçirir. Daha sonra fena halinide kaldırır beka makamına vardırır. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: " ALLAH MÜMİNLERDEN, MALLARINI VE CANLARINI, KENDİLERİNE (VERİLECEK) CENNET KARŞILIĞINDA SATIN ALMIŞTIR." (Tevbe Suresi, Ayet111). Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Su hacmi iki kulleyi (büyük küpü) aşınca artık pislik taşımaz..." AÇIKLAMASI : "Bir irfan sahibi, zata has olan şehadet makamına yerleşirse, gerek esma gerekse sıfatların müşahadesi ona perde olmaz. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: "YİNE ONLAR.... KÖTÜLÜĞÜ İYİLİKLE SAVAN KİMSELERDİR" (Ra'd Suresi, Ayet 22). Yani, yapılan iyilikle kir darlığını def ederler. Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Allahu Teala Ademi kendi sureti üzerine yarattı." AÇIKLAMASI : "Allhu Teala Adem'i , yani insan suretinizatına bir ayna kılsı. Sıfatlarına da mazhar, fiillerinede tecelligah... Ta ki onda zuhura gele. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: "HATIRLA Kİ RABBİN MELEKLERE; BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE YARATACAĞIM, DEDİ...." (Bakara Suresi, Ayet 30). Azim olan Allah daima doğruyu anlatır, söyler. Allahulâlem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen şöyle anlatıyor; "İhlas, sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan sevdiğimin kalbine bir vedia olarak bıraktım..." AÇIKLAMASI : "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu;" Allahu Teala şöyle buyurdu; 'o kimse ki kazama rıza göstermez, nimetlerşmede şükretmez, artık varsın benden başka bir Rabb arasın..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allahu Teala'dan naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; ' Ey ademoğlu hasta oldum, ziyaretime gelmedin.' Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sen alemlerin Rabbisin... Seni nasıl ziyaret edeyim?' Allahu Teala buyurdu; 'Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu... Ama sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin Beni yanında bulacaktın'... Allahu Teala devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın'. Ademoğlu sordu; 'Yarabbi seni yemekle nasıl doyurayım? Sen alemlerin Rabbisin'. Allahu Teala anlattı; 'Falan kulum senden yemek istedi. Ama ona yedirmedin. Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın'. Allahu Teala devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden su istedim, ama vermedin'. Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sana nasıl su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin'. Allahu Teala anlattı; 'Falan kulum senden su istedi, vermedin. Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın... Bunu da mı anlayamadın?" Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "İsmi aziz ve celil olanYüce Allah şöyle buyurdu; 'Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim... Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ben, uğrumda kalbleri kırık olanların yanındayım..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; ' Kıyamet günü şu üç zümrenin hasmıyım; 'Bir kimse ki; Kendisine ihsan ettim, ama o zulmetti... Bir kimse ki; Bir hürü sattı parasını da yedi... Bir kimse ki; İşçi tuttu. Ondan istifade etti. Ama ücretini ödemedi." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Herkim benim veli kuluma düşman olursa Bana harp açmış olur." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ben kulumun zannına göreyim... O halde, Benim için hayır zannında bulunsun ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım." Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Tam ihlasla; Allah'tan başka ilah yoktur, şehadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde kendim için yarattığımmı senin için yarattığımın ayarına düşürme." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Bir kimse Beni kendi kendine anarsa, Ben de onu zatımda anarım... Yine bir kimse beni bir cemaat içinde anarsa, Ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde anarım..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ey Adem oğlu senin için yaptığım taksime razı olursan kalbini ve bedenini rahata kavuştururum... Sevimli bir kul olmakla kısmetin sana gelir. Şayet senin için yaptığım taksime razı olmazsan dünyayı sana musallat ederim... Ve sen bir vahşet içinde, yabanda tepinip durursun. Sonra izzetim ve Celalin hakkı için o dünyalıktan ancak kısmet ettiğime nail olursun... Sen de kötü bir kul olarak." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ben bir gizli hazine idim, bilinmemi istedim. Halkı yarattım, nimetlerimi onlara sevdirdim. Böylece beni bildiler." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Beni ne yerim aldı, ne de semam... lakin Beni Mümin, Taki, Vera hali sahibi kulumun kalbi aldı..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Beni bilen talep eder... Beni talep eden bulur... Beni bulan sever... Beni seveni öldürürüm... Bir kimseyi öldürürsem diyeti bana düşer... Bir kimsenin diyeti bana düşünce onun diyeti bizat ben olurum." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allahu Teala'dan naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde yaklaşamazlar...Gerçekten bir kul Bana nafilelerle de yaklaşır. Böylece Bana yaklaşanı severim. Sevince de kulağı olurum, eli olurum. Böyle ki oldum, Benimle işitir... Benimle görür... Benimle konuşur... Benimle tutar... Benimle yürür." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Bir kimse Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım. Bir kimse Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bir kimse Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurur; "Misafire ikram ediniz isterse. İsterse Kafir olsun." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurur; "Şam Yüce Allah'ın yer hazinelerinden bir hazinesidir. Kullarını orada saklar." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurur; "Allah'ın nehri geldiği zaman İsa'nın nehri batıl olur..." Bir gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimize şöyle soruldu; "Allah'u Teala yeri ve semayı yaratmadan önce neredeydi? Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bu soruyu şöyle cevaplandırdı: 'Rabbımız bir Amâ'da idi'..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Mümin, Allah-u Teala'nın nimetlerine bir konuktur." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Dünya sevgisi her hatanın başıdır." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Sefere çıkınız; sıhhate erer, ganimet bulursunuz..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Ziyaretin hayırlısı, ziyaret edilenin yok olmasıdır..." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Kulun Rabbına en yakın olduğu anı secde anıdır." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "İşlerde şaşırırsanız kabirler ehlinden yardım isteyiniz." Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Bir kimse Allahu Teala katındaki menzilesini bilmek istiyorsa Yüce Allah'ın kendi yanındaki menzilesini ögrensin. Çünkü Allah'u Teala kula vereceği dereceyi kulun kendi nefsinde onun için verdiği derece üzerinden tayin eder..."
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
03 February 2006, 10:52 | Mesaj No:4 |
Durumu:
Papatyam No :
543
Üyelik T.:
21 September 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ELAZIĞ
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
[size=18px]Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabbından naklen anlatıyor; "İsmi aziz ve celil olanYüce Allah şöyle buyurdu; 'Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim... Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem." [/size]
ALNIMIZ AK BİR ŞEKİLDE ONA KAVUŞMAYI DİLİYORUM. |
04 February 2006, 15:05 | Mesaj No:5 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Yüce Rabbimizin mukaddes isimlerinden biri olan Hakîm isminin tecellileri bütün cihanı kaplamış ve her varlığı nuruyla aydınlatmıştır. Gerçekten de varlıklar âlemine tefekkür ve hikmet gözüyle baktığımızda, hiçbir şeyi abes, anlamsız, faydasız ve gayesiz görmeyiz.
Kâinatı yoktan var eden, dünyayı da kâinatın merkezine yerleştiren ve bütün unsurları ile hayata uygun bir düzende yaratan Allah, mükemmel bir düzen kurmuş ve bu düzene mükemmel bir akış ve cereyan vermiştir.
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
04 February 2006, 15:42 | Mesaj No:6 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu; "Allahu Teala bir kulu severse, onu çeşitli denemelere tabi tutar."
AÇIKLAMASI : "Yani iptilaya uğratır. Kul o iptilalara sabrettiği takdirde ona üstünlük vererek sever. Şayet şükür yoluna girerse bu sefer onu Zatına seçer. Bu Hadis-i Şerifle anlatılması istenen mana şudur; Allahu Teala bir kulu severse onu fena hali denemelerine sokar. Bundan sonra fenadan da fena haline geçirir. Daha sonra fena halinide kaldırır beka makamına vardırır. İş bu manaya şu Ayeti Kerime ile işaret edilmektedir: " ALLAH MÜMİNLERDEN, MALLARINI VE CANLARINI, KENDİLERİNE (VERİLECEK) CENNET KARŞILIĞINDA SATIN ALMIŞTIR." (Tevbe Suresi, Ayet111). Allahulâlem."
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
04 February 2006, 15:47 | Mesaj No:7 |
Durumu:
Papatyam No :
325
Üyelik T.:
21 April 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Yazılarınızı keyiflen okuyorum elinize yüreğinize sağlık.
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
28 February 2006, 12:44 | Mesaj No:8 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Hadis No : 4135
Ravi: Ebu Hüreyre Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir adam vardı, (günah isteyerek nefsine zulmetmekte) çok ileri idi. Ölüm gelip çatınca oğullarına dedi ki: "Ben ölünce, cesedimi yakın, külümü iyice ezin ve rüzgarın önünde saçın, Allah'a yemin olsun, eğer Rabbim beni bir yakalarsa hiç kimseye vermediği azabı verir!" Ölünce, bu söylediği ona yapıldı. Allah da arz'a emrederek: "Sende ondan ne varsa bana toplayıver!" dedi. Arz da topladı. Adam ayakta duruyordu. "Sen böyle bir vasiyeti niye yaptın?" diye Rabb Teala sordu. "Senden korktuğum için ey Rabbim" cevabını verdi. Allah Teala hazretleri bu cevap üzerine onu affetti." Kaynak: Buhari, Tevhid 35, Enbiya 50; Müslim, Tevbe 25, (2756); Muvatta, Cenaiz 51, (1, 240); Nesai, Cenaiz
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
02 March 2006, 15:05 | Mesaj No:9 |
Durumu:
Papatyam No :
164
Üyelik T.:
01 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Afyon/Bolu
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Huzeyfe (ra) bir adamın namaz kılarken hile yaptığını görmüştü. "Sen bu namazı ne zamandan beri kılıyorsun?" diye sordu. Adamcağız; "Kırk yıldan beri!" dedi. Huzeyfe "Öyleyse kırk yıldan beri namaz kılmadın (bütün kıldıkların boşa gitmiş). Şayet bu şekilde namaz kılarak ölecek olursan Muhammed'in fıtratından başka bir fıtrat üzere öleceksin!" dedi ve ilave etti: "Kişi namazı hafif kılar (ama buna rağmen) tam kılar, güzel kılar!"
__________________
img]http://img321.imageshack.us/img321/8944/alaksresi7dg1fk7ca8xj1zm.gif[/img] |
02 March 2006, 15:47 | Mesaj No:10 |
Durumu:
Papatyam No :
553
Üyelik T.:
07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
|
HADİS-ŞERİF MEALİ
Aziz Mü’minler!
Allah'ın bizlere bahşettiği hayat nimeti, doğumla ölüm arasında gerçekleşen bir yolculuktan ibarettir. Bu yolculuk, çocukluk, gençlik, yetişkinlik gibi dönemlerden geçiyor ve nihayet yaşlılık ve ihtiyarlık dönemine ulaşıyor. Hayatın değişmez kanunu gereği, her dönemin insanı, zamanla yerini bir sonraki dönemin insanına bırakıyor. Yaşlılık dönemine gelen insan üst düzeyde bir hayat tecrübesine ulaşmış olmakta ise de fiziksel olarak zayıflamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de, "Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz, gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? "[1] buyurulmaktadır. Bu dönemde insanlar ruhen daha hassas olmakta; ilgi ve desteğe daha çok ihtiyaç duymaktadırlar. Bu bakımdan yaşlılar ve büyükler yalnızlığa terk edilmemeli, sık sık ziyaret edilip gönülleri alınmalı, onlara gereken saygı ve sevgi gösterilmelidir. Bu hem dînî hem de milli bir görevdir. Muhterem Müslümanlar! Sevgi, saygı ve merhamet, Yüce Rabbimizin bize bahşettiği ulvi duygulardandır. İnsan ancak bu ulvi duygular sayesinde mutlu olabilir. Bu duyguların olmadığı yerde hüzün ve keder vardır. İşte bu sebeple dinimiz, insana saygı ve sevgiyi, temel ahlaki görevlerimiz arasına koymuş büyüklere ve yaşlılara karşı sergileyeceğimiz davranışlar konusunda önemli tavsiye ve uyarılarda bulunmuştur. Bu sebeple anne ve babalarımız başta olmak üzere; yaşı bizden ileride olan, bütün büyüklerimize karşı saygı göstermemiz gerekir. Yaşlılarla ve büyüklerimizle olan ilişkilerimizde sevgili peygamberimiz (s.a.v.) en güzel örneğimizdir. O bize, insanlara karşı daima merhametli, güler yüzlü, yardım sever olmayı yaşayarak öğretmiş,"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Yaratılanlara merhamet ediniz ki, Allah da size merhamet etsin"[2] buyurmuştur. Hayatlarını bizler için, toplum için çalışıp çabalayarak, üreterek geçiren, tecrübelerini bizlere aktaran yaşlılarımız ve büyüklerimiz, her türlü sevgi ve saygıya layıktırlar. Muhterem Müslümanlar! Düşenin elinden tutmak, çaresizlere destek olmak, kimsesiz, bakıma ve ilgiye muhtaç olanlara ilgi göstermek, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak insani ve dini görevlerimiz arasındadır. Toplumun her kesiminde maddi ya da manevi olarak başkalarının sevgi, ilgi ve dostluğuna muhtaç pek çok insan bulunmaktadır. Güler yüzle hatırlarını sormak, gerektiğinde oturmaları için yer vermek, yahut basit de olsa bir ihtiyaçlarını gidermek, yaşlılar için çok büyük anlamlar ifade edecektir. Unutmayalım ki bugünün yaşlıları dünün gençleri olduğu gibi bugünün gençleri de yarının ihtiyarları olacaklardır. Söz konusu olan yaşlı kimseler, kişinin anne ya da babası ise onlara karşı sergilenmesi gereken saygı, sevgi ve merhamet dolu tutum ve davranışlar kesin bir dini görev halini alır. Hutbemi Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) şu hadisleriyle bitirmek istiyorum: "Ana-babası ya da onlardan biri yanında yaşlanıp da cennete giremeyen kimseye yazıklar olsun"[3] , “Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir.”[4]
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ
BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE[/size] |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
GÜNÜN SÖZÜ | umut | Hadis ve Ayetler | 0 | 23 November 2012 22:58 |
Günün Duası | PESTEMAL | Dini Sohbetler | 3 | 17 March 2012 15:39 |
GÜNÜN MANŞETLERİ | umut | Fenerbahçe | 0 | 24 August 2010 19:37 |
Günün Şiiri | CoNQueRoR_61 | Serbest Atış | 0 | 27 February 2009 20:59 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |