|
Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
10 April 2007, 16:36 | Mesaj No:1 |
Durumu:
Papatyam No :
1105
Üyelik T.:
04 April 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ANKARA
|
Şöyle Bir Soluklanmalı Halbuki İnsan
Şöyle Bir Soluklanmalı Halbuki İnsan Şöyle Bir Soluklanmalı Halbuki İnsan Bu şehrin gecelerini severim genelde..Işıltılı boğaz manzarası sanki şehrin gürültüsünü alır götürür..Gündüzleri pek güzel görünmez gözüme, gürültünün ortasında hapsolmuş hissederim kendimi. Işıkta bütün çirkinlikler daha da net görünür çünkü. O yüzden karanlıkları sever ya çirkinlikler, daha az görünür çünkü gerçek yüzü herşeyin.. Büyük şehir kaosu içinde herşeyi erteleriz..Şehrin güzelliklerini yaşamayı bile.. Hergün boğaz köprüsünden geçersiniz ya servis araçlarıyla ya özel otomobille..Ama deniz kenarında bir banka oturduğunuzda sanki hiç deniz görmemiş gibi bakarsınız.."Ne kadar özlemişim denizi seyretmeyi" diye geçirirsiniz içinizden..Halbuki her sabah ve akşam mutlaka görürsünüz o güzelim iç rahatlatıcı denizi.. Koştururken işe, eve, spor salonuna, arkadaş toplantılarına..bir bakarız yorulmuşuz..Şöyle bir soluklanmalı halbuki insan..Yaşadığını anlamalı ama sakince.. Denize nazır bir kahve içmeli keyiflice.. Uzun uzun seyretmeli denizi, yıldızları...Hızlandırılmış bir eğitim programı gibi yaşıyoruz herşeyi..İşler hemen bitecek, yemek hemen pişecek, kitaplar hemen okunacak..Herşey çabuk tüketilecek..Ve geriye dönüp baktığımızda bize kalan zamanlarda ne yapabilirsek o işte hayat.. Bir dönem işyerimden evime geldiğimde bana kalan zamanda ancak duş alabiliyordum..Gecenin bir vakti işten çıkıp, en aşağı 1 saatte ulaştığımda evime, sohbet edebileceğim tüm dostlarım pijamalarını giymiş TV karşısına geçmiş oluyordu..Ertelenmiş sohbetler bir sonraki güne bırakılıyordu ya da bir sonraki haftaya.."Görüşelim mutlaka" diyerek sonlandırılan telefon konuşmalarındaki o görüşme yıllardır yapılamıyordu.. Ya vakit bulunamazdı buluşmalara ya evler uzaktı birbirinden ya da mutlaka bir işi çıkardı ikiden birinin.. Trafik ışıklarında beklerken geri sayan numaralara benzetiyordum hayatımı..59, 58, 57 ... Ömrümde böyle geri sayıyor diye geçirim hep aklımdan..Ve ben neresinden yakalayabilirsem orda birşeyler yaşamalıydım en güzelinden..Yaşayamazsam ne anlamı vardı bu şehrin ve dostların.. Bu karmaşa sanki sevgileri unutturmuştu bizlere..Herşey elektronik posta, smsle halledilir oldu..Başlangıçlar, bitişler, küslükler, barışmalar, kutlamalar..Teknololojiye ve büyük şehrin karmaşasına yenik düştü arkadaşlıklar, dostluklar..Halbuki teknoloji bu kadar ileri değilken ne güzeldi kutlamalar..Ne güzeldi o bayramlar, ne güzeldi buluşmalar, ne güzeldi aşklar..İki kelam muhabbetin tadı ne güzeldi..Yüzyüze konuşmanın anlaşmanın tadı ne kadar başkaydı..Şimdi elektronik posta yoluyla tanışıyor insanlar ve öyle keşfediyorlar birbirlerinin iç dünyalarını..Seviyorlar birbirlerini yazarak..Görmediği, tadmadığı bir yemeği sevmekten bahsediyorlar.. "Siz farklsınız, iyi bir insansınız, hissediyorum" bunu diyor gönderilen mesajlar.. Nasıl farkediliyorsa o fark elekronik ortamda aradaki kablolardan ... İçler acısıydı bu durumlar.. En hayati kararlar, konuşmalar ucuz telefon hatlarında yazıya dökülüyor.. Bu kadar ucuz olmalı mı hayatlarımız?? Bence olmamalı..Ne kadar üzücü geldiğimiz bu nokta..Geriye dönüşse imkansız..Kayboldu en güzel duygularımız ucuz telefon hatlarının arasında.. Bu yazı nerden çıktı diyeceksiniz tabi..Paldır küldür sanki biraz iç karartıcı..İnanın içinizi karartmak için yazmadım..Sadece paylaşmak istedim bu aralar hissettiklerimi...23 Mart 2007 günü sevgili babamı kaybettik.. Ve gördüm ki başsağlığı bile smsle dileniyor..Böyle bir acı içindeyken bir de teknolojiye yenik düşmüş ilişkilerin acısı oturdu yüreğime.. Bunları düşünürken bambaşka bir olay geldi başıma..İstanbul'un sevdiğim mekanlarından olan Kuzguncuk İsmet Baba'ya gidecektik arkadaşlarla..Rezervasyonumuzu yaptırmıştım..Ölüm kapıyı çalınca aklım başımdan gitti tabii..Babamı toprağa verdiğimiz günün akşamı bir telefon geldi."Gülin Hanım noldu sizin rezervasyon" diye..İsmet Baba'nın çalışanlarından Dursun Bey arıyordu..Durumu dilim döndüğünce izah ettim. Fakat karşıdan gelen cevap başsağlığı dileyen cümleler değildi.."Eeee ne olacak şimdi" dedi telefonun öbür ucundaki..Şaşkınlıktan dondum kaldım telefonda ve konuşmayı sonlandırdım o donuklukla..O kadar ucuzlamıştıki bu şehirde hayat, 50 lira bahşis almazsa başsağlığı dilemeyecekti Dursun efendi..Çok sevdiğim mekanlardan olan İsmet Baba'yı da bu tatsız olayla bir daha asla gidilmeyecek mekanlar listesine aldım.. Uzun lafın kısası hayatı ertelememek lazım ve teknolojiye yenik düşmemek lazım diyorum.. Yaşadığımız şehrin tadını çıkaralım, buluşmalarımızı ertelemeyelim diyorum.. Ve kimin yazdığını bilmediğim ama hoşuma giden bikaç cümlelik aşağıdaki satırlarla yazımı sonlandırıyorum.. " Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın.Sıkıca asılın onlara, tıpkı hayata asıldığınız gibi...Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır. Hayatınızı asla aşka kapatmayın.Aşkı bulmanın en kısa yolu, aşık olmaktır, korumanın en iyi yolu ise ona kanat takmak...Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın.Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Dün tarih oldu...Yarın bir sır...Bugünün kıymetini bilin." İyi çalışmalar. Sevgi ve saygılarımla... Eğitim Atölyesi Yazılarından... |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
Bazı ilginç isimli bitkiler ve özellikleri şöyle | YakupEMİR | Bitkiler ve Özellikleri | 0 | 29 December 2012 23:38 |
KÜÇÜK İNSAN | umut | Deyimler ve İlginç Hikayeleri | 0 | 04 June 2012 13:48 |
İnsan Ol! İnsan! | u2s | Dini Hikayeler | 4 | 06 March 2007 14:29 |
10 Şey ve İnsan.. | mevlutgunes | Dini Sohbetler | 5 | 05 June 2006 16:30 |
Dostunuz Şöyle birşey Yapsaa??? | Mekansiz | Serbest Atış | 7 | 29 March 2006 10:12 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |