HÜZÜNLERDE AĞLAMAK - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ÖYKÜLER & HİKAYELER.::. > Deneme & Düz Yazılar

Deneme & Düz Yazılar Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Deneme ve Düz Yazılara Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz...

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 01 July 2006, 18:23   Mesaj No:1

igzuma

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:igzuma isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 778
Üyelik T.: 16 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Kastamonu
Mesaj: 505
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart HÜZÜNLERDE AĞLAMAK

HÜZÜNLERDE AĞLAMAK

HÜZÜNLERDE AĞLAMAK


Mesafeler koyduk araya
Kapattık kapılarımızı dostlarımıza
Bir merhaba demek için girmeleri gerekti sıraya
...
Ne kadar hasrettiler bir dost sese
Paylaşamadık o en coşkulu anlarını , seveceğimiz yanlarını


İnsanın öyle anları vardır ki tarif edilemez duygular yaşar.
Sevinir,duygulanır, hüzünlenir ve tam bu esnada kabaran duyguları
paylaşacak bir dost arar. O anda bir dost yüze ne kadarçok
ihtiyaç duyar. Ama genellikle bu dost yüzler bulunamaz. Çünkü bütün
dostlar o anda meşguldürler. Büyük işler peşindedirler.Maddeselleşen
dünyada madde peşinde koşturmaktan dostlara zaman kalmaz. Dostları
dinlemeye vakit bulamayız.İşte böylece paylaşılmayı bekleyen
duyguları paylaşamadan içimize atarız ya da doğmadan boğarız o
duyguları.Ben genellikle paylaşılmayı bekleyen duygularımı son
haddine kadar saklarım ola ki paylaşacak bir dost bulurum ümidiyle.
Dostlarımıza karşı kapılarımız sonuna kadar açık olmalı.
Dostlar istedikleri an bizi bulmalı, bir merhaba demek için günlerce
peşimizden koşmamalı.İnsanın her zaman sıcak bir dost sesine ihtiyacı vardır.

Görüşürüz ya salı ya çarşamba günü diye diye
Kaçırdık nişanı, düğünü.
Hayat denen suyun akışında birlikte çağlayamadık."

Peki bizler niçin vardık? Dostlarımızın en mutlu günlerinde
yanlarında olamadıktan sonra... Çoğu zaman bir kart ya da telgraf
göndermekle yetindik düğün, nişan davetlerine.Ve hep şöyle
yazdık: "Yoğun işim nedeniyle, daha önceden planlanan program
nedeniyle davetinize icabet edemiyorum.Siz değerli dostlarıma
mutluluklar dilerim" Evet dostlara böyle mekanik, solgun cevaplar
mı vermeliydik? Halbuki o sıcak dostlarımız bizleri aralarında
görmekten ne kadar mutlu olacaklardı. Hatta bu kıymetli anları güzel
bir fotoğrafla ölümsüzleştirip ömür boyu minnetle anılma şerefi elde
edecektik.

Gerçek dostların yanında değilken, onların davetlerine gidemezken
neler yaptık peki? Menfaatler uğruna hep gülücükler dağıttık
başkalarına içimizden gelmeye gelmeye. Zamanla öyle oldu ki bu sahte
davranışlar bizi de sahteleştirdi.Ama işin acı tarafı bu durumun
farkında bile değildik.

Ölümlerini bile geç duyduk da vaktinde ağlayamadık.

Yıllar önce bir yarım ekmeği bölüştüğümüz dostlar hastane
köşelerinde ya da evlerinin bir kıyısında günlerce dost bir yüz
aradılar.Sıcak bir ses beklediler. Bir merhaba eden olur mu diye hep
dost yolu beklediler. Haberimiz bile olmadı.Duymadık, duyamadık.
Çünkü dostları zaman zaman arayıp da halini hatırını sormayalı yıllar
oldu. Ajandamızdan adları bile silindi çoklarının.

Dostlar bir gün bu dünyayı terkettiler. Ölümlerini bile duyamadık. Son görevimizi hakkıyla yerine getiremedik.Cenazelerine gidip de
tabutlarına dokunamadık. Bir gül koyup ağlayamadık. İki damla göz
yaşı akıtıp geçmiş günleri yad edemedik bile....

Fakat şunu hiç düşünmedik .Yarın bu sonsuz yolculuğa bizi de böyle
yapayalnız uğurlayacaklar...
işte...

Bu hikaye hem acı, hem uzun
Selam vermeden geçiyoruz artık yanından komşumuzun

Hani bizim bir sözümüz vardı? " Komşu komşunun külüne muhtaçtır."
Bırakın külüne muhtaç olmayı artık görmüyoruz bile. Herkes
olabildiğince kabuğuna çekilmiş. Selam vermemek için yollar
değiştiriliyor ya da yanınızdan öylesine geçip gidiyor insanlar.

Oysa biz birbirimiz için vardık

İş deyip, çalışma deyip huzuru bahane edip, ekmek parası deyip
uzaklaştık dostlardan. Ama şunu unuttuk: Bütün kapılar aslında kendi
yüzümüze, kendi üzerimize kapandı. Şimdi bu kapıları açacak bir dost
arıyoruz.Geç farkettik taşın sert olduğunu.Ve asla bu kapıları açacak
birini bulamayacağız. Çünkü, biz kapıları içten kapattık. Anahtarı
içerde. Ancak kendimiz açabiliriz. Nasıl mı? En yakınımızdaki bir
dosta merhaba demekle, bir gülümsemeyle...
Haydi hemen şimdi bir kez deneyin...
Göreceksiniz işe yarayacak.Evet tüm dostlara merhaba...
Hayatı paylaşmak dileğiyle...
__________________
[size=10pt]Nice insanlar gördüm üstlerinde elbise yok...
Nice elbiseler gördüm içlerinde insan yok...
[/size]

http://img208.imageshack.us/img208/2...msultanub8.gif
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları

Cevaplar Son Mesajlar
İçten gelerek ağlamak zordur:( PESTEMAL Deneme & Düz Yazılar 1 26 February 2007 17:10
Ağlamak Yok Bundan Sonra... Mekansiz Yakılacak Mektuplarınız 4 15 May 2006 14:01
Ağlamak İstiyorum Bugünlerde... Mekansiz Yakılacak Mektuplarınız 1 23 April 2006 21:08
Susmak, Ağlamak, Sevmek, Gitmek, Kalmak Ve Sen Mekansiz Yakılacak Şiirleriniz 2 04 April 2006 11:42

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.