|
Öyküler & Hikayeler Bu Bölümde Türk ve Dünya Edebiyatından Öykülere, Hikayelere Yer Verebilir, Yorum Yapabilirsiniz... |
|
Seçenekler |
13 February 2006, 15:23 | Mesaj No:41 |
Durumu:
Papatyam No :
543
Üyelik T.:
21 September 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:ELAZIĞ
|
O'na...
Hadi gidiyorsun Yürekten kan gidiyor, sen gidiyorsun Herşey gidiyor Gökte bulut, dağda kar, düzde kervan gidiyor Solgun bir gül oluyor insan Bir demet kar çiçeği ölüyor, sen gidiyorsun Ne ucuz yaşıyorsun, ne kolay Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun Bakma öyle Ben kanıyorum sen üşüyorsun Kolay değil bir yalan bu Yaralayan koca bir yalan Yalan işte Sevdiğim yalan Şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi Yumuşacık sıcak bir yalan Islak gözlerimle geçiyorum Yaralı bir ceylanın kalbinden Ceplerimde kül var Bir yangından arta kalan Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman Herşey bir yalan gibi yandığı zaman Yalnız olduğunu anlıyor insan Anladım ve geçtim Yaralı bir ceylanın kalbinden Aynamı kırdım, fotoğraflarımı yaktım Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı Nasıl da umarsız Su gördüm düşümde Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu Sonra sabah oluyor Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu Hayır, diyordu bir dağ köylüsü Hiç bir şey için geç değil Ve geç değil Birşey için hiçbirşey Birşey vardı öyleyse, birşey Beni çeken Güneşin dağdasından uzağa Kocaman çayırlara çeken birşey Gümrah ırmaklara Sonra sıcağa sonra acıya Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan birşey Tutsana beni bırakmasana Olsun, yaralasana Olsun, ağrısa da Yalan da olsa kalsana Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım Sen olmasan da ben varım Yağmur yağar, saçlarım filizlenir Bir yıldız düşer omuzlarıma Islık çalar, ıslanır, şarkılarımı söyler geçerim kapımdan Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan Tanırlar beni En iyi yalanlarını alırım onların Adresler sorarım kimseler oturmaz orada Ve kimseler olamaz ben sordukça Dağ köylüsü Şimdi gidersen Şimdi git Kalırsan şimdi |
13 February 2006, 15:33 | Mesaj No:42 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
O'na...
[size=18px]Bir damla şarap gibisin içtigim anda beni sarhoş edecek ...
Masmavi bir deniz gibisin, dokunduğum anda beni titretecek sonsuza dek sevilecek. SEVDAMSIN...[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
13 February 2006, 16:20 | Mesaj No:43 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
YA SEN NASILSIN
Beni sorarmışsın duydumki beni Eski günlerdeki gülümsememi Üzmeyecek isem eğer ki seni Ağlar durumdayım ya sen nasılsın Kelamım iş yapmaz biçare dilde Neye yarar, yoksa yıldız hilalde Kısacası şu an bulanık halde Çağlar durumdayım ya sen nasılsın O eski halimin şekli biçimi Değişti gönlümün çemeni çimi Şimdi ateşlerde kendi içimi Dağlar durumdayım ya sen nasılsın Yalnızlığım zehir etti aşımı Temelinden söktü sevda taşımı Artık dağlar gibi dertli başımı Karlar durumdayım ya sen nasılsın Akşamdan sabaha geçmiyor gecem Duvarlardan döner kelimem hecem İpini inceltmiş hayat bilmecem Bağlar durumdayım ya sen nasılsın Acılar içinde katettim arşı Bana hep dert verdi bu fani çarşı İşte bundandır ki feleye karşı Parlar durumdayım ya sen nasılsın? MURAT DEMİR
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
13 February 2006, 17:21 | Mesaj No:44 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
O'na...
[size=18px]BU SEVDA
Gitme Biz ki sevmiştik birbirimizi Unuttuk seni Bari sen unutma bizi Bir sen varsın yeryüzünde bizim için Bu sevda Birdenbire saran içimizi Bu narin Bu sımsıcak Bu umutsuz Sevda Gün gibi güzel Ve kabaran deniz gibi Çalkantılı Bu sevda O kadar gerçek O kadar güzel O kadar mutlu O kadar sevinçli Ve karanlıkta korkudan titreyen bir çocuk gibi Gülünç Ve gecenin ortasında sakin bir adam gibi Kendinden emin Başkalarının yüreğine korku salan Benizlerini solduran Dillerini çözen bu sevda Gözetlediğimiz için gözetlenen Yaraladığımız Ayaklar altına aldığımız İnkar ettiğimiz unuttuğumuz için Kovalanmış yaralanmış ayaklar altına alınmış İnkar edilmiş unutulmuş Bu kocaman sevda Gene dipdiri Gene güneşli Senin sevdandır bu Benim sevdamdır Hep var olan Durmadan yenilenen Ve değişmeyendir Bir bitki kadar gerçek, bir kuş kadar ürkek Yaz güneşi kadar diri ve sıcaktır İkimiz de gidebiliriz Sonra dönüp Derin uykulara dalabiliriz Acı çekebiliriz uyanınca İhtiyarlayabiliriz Sonra tekrar dalabiliriz uykuya Ölümü düşleyebiliriz Oysa Başucumuzda Gülerek bakıyor bize Durmadan tazelenen bu sevda Ayak diriyor yaşamakta Arzu kadar diri Bellek kadar zalim Pişmanlık kadar budala Hatırlamak kadar tatlı Mermer gibi soğuk Gün gibi güzel Bir çocuk gibi narin Bize bakıyor gülümseyerek Ve hiçbir şey söylemeksizin Konuşuyor bizimle Ve ben ürpererek dinliyorum onu Bağırıyorum Senin için Kendim için Bağırıyorum bizim için Gitme kal Dur orda Ayrılma yerinden Kal orda Kımıldama Gitme Biz ki sevmiştik birbirimizi Unuttuk seni Bari sen unutma bizi Bir sen varsın yeryüzünde bizim için Terk etme bizi Buz bağlamasın yüreklerimiz Ne kadar uzakta Ve nerde olursan ol Duyur bize kendini Bir çalı dibinde Hatıralar ormanında Birdenbire çıkıver karşımıza Uzat elini bize Ve kurtar bizi[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
13 February 2006, 18:21 | Mesaj No:45 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
GECE OLUNCA
Gün karanlık Gece olunca Seninle uyuyup , seninle uyanınca Hayat duracak seni sevince Yıldızlara soracağım seni kaybedince Onlardan hesap soracağım sen üzülünce Yine seni seveceğim gün doğunca Kalbimi sana bırakacağım bu can bedenden çıkınca Ruhum kopmayacak senden , buralardan gidince Adını beynime değil kalbime yazdım Çünkü unutmayacağım seni aşkından deliye dönünce Biliyorum bir başka olacak bu hayat Seni ölünceye dek sevince FATİH OKUMUŞ
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
13 February 2006, 18:30 | Mesaj No:46 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
O'na...
[size=18px]Bilmem ki bu akşam sende bir hoşmusun
İçmeden hatıralardan sarhoşmusun Ellerin sanki bak hala ellerimde Yanıyor duyuyormusun Dostlar seni söylüyor sahi mutsuzmusun Bu yolda dönüş yok sen bilmiyormusun Herşey gönlünce olmaz demiştim sana Kaderden kaçılmaz görüyorsun... Kimler geldi hayatımdan kimler geçti Hiç birisi hasretimi gidermedi En güzel senin kadar sevilmedi Kimler geldi kimler geçti...[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
14 February 2006, 11:30 | Mesaj No:47 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
.: Sana Seni YazıyOrum :.
Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya,başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde kağıdı,kalemi elime alıp,seninle dertleşmek,yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geliyor içimden.Sana yazmak.''Sana seni Yazmak'' Seni ve yüreğimde anlam bulan duyguları...Sana ait yüreğimin derinliklerinden kopup gelen artçı şokları anlatmak ve toprağı alnından öperken yağmur taneleri,tüm banliğimle sana yağmak istiyorum... Bu gece dudaklarımdan dökülen her kelimede sen varsın ve yine sen varsın yarım kalan sevdamın eksik taraflarında.Bomboş ve sessiz kaldırımlarda yürürken seni haykırıyorum sensizliğin inadına! Bu sensizlik gecesinde sevdamın en ücra köşelerine seni yazıyorum. Bu gece gene yağmur yağıyor.Yağmur yağıyor gönlümün sensizlikle yanan her yerine.Yağsın,yağsın ki saklasın sensizliğimde döktüğüm gözyaşlarımı!Ve yine saklasın sensiz geçen bomboş hayatı... İşte seni haykırıyorum sensizliğe alışamamış yüreğime,işte seni yazıyorum!!! Bu gece gene yağmur yağıyor.Senyoksun oysa biliyorum ve üşüyorum sensiz kaldığım saatlerde. Gözyaşlarımı efkarıma kattım bu gece. Sevdamı,umudumu ve seni kızgın bir sel gibi kalbime akıttım. Bu gece yağmurla beraber gözyaşlarım yağıyor ve ismini yazıyor sensizliğin acısı ile kıvranan kaldırımlara.Süzülen her damlada sen vardın ve yine sen vardın gecenin en karanlık anında. o,doya doya bakamadığım gözlerin,gözlerimin içine bir kez daha değseydi ve tebessümünden bir gül açsaydı yanaklarında,yetmez miydi? Bir bakışın bir ömüre değmez miydi? İsmini kazıdığım kaldırımlara sanki sen yağıyorsun yağmurla birlikte ve sevgin yağıyor yüreğime...Yalnız ve bomboş odamda sen varsın hala.Hala sensizliğim duruyor yanı başımda... Bu gece gözyaşlarım yağıyor sensizliğimle birlikte kaldırımlara.Seni arıyorum,erimekteyim...Karanlık geceye inat ay gökyüzünde... Ve gökyüzü yüreğimde.......
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
14 February 2006, 11:54 | Mesaj No:48 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
O'na...
Eğer
O’nuhatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... Ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, o’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahçup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve o, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... Dünyanın en güzel yeri o’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... Hayat o’nunla güzel ve onsuz müptezelse... Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, o’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... Her şiirde anlatılan oysa... Her filmin kahramanı o... Her roman o’ndan söz ediyor, her çiçek o’nu açıyorsa... Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... İştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... Eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire o’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın o olduğunu adınız gibi biliyorsanız... Mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona o diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi o’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke o anlatsa" diye iç geçiriyorsanız... Kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... Özlemi, sol göğsünüzün altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... Hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... Ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... Gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de ; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine... Uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... Dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız... Kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... Gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız "geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...O halde yarın sizin gününüz!.. "Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz. Can DÜNDAR
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
14 February 2006, 15:21 | Mesaj No:49 |
Durumu:
Papatyam No :
523
Üyelik T.:
24 August 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
|
xl
Ben Seni Sevdikce Varım!
Hep ertelenen bir an, hiç yaşanmamaya mahkumdur. Düşlerin bekleyişini yalnızca bir hüsran karşılayacaktır. Mevsimleri sayarsak, ömür baharsız tükenir gider. Sevdiğinizi bulmak ya da bulduğumuzu sevmek tercihi en zor olan iki seçenektir bu sınavda... Boşuna akan ırmaklar mı var yüreğimizde, sebepsiz mi coşkun bir denizde maviye hasretliğimiz? Ufukta görünen o ki, mutluluk tek kişiliktir aslında. Karşımızdakinin çabasına ihtiyacı yoktur mutluluğun. Aşkın da sevdiğin kadar büyüktür, sevdiğin sürece meydan okur dünyaya. Hasretle beklenen gelmez hiçbir zaman, o hasreti yalnız tüketirsin. Karşılık bulmuyorsa sevda, umut değil, kendini hükümdar sanan köleler üretir, dönemezsin. Ama boşa geçmemiştir dolan vakit. Heba olan şiirlerin de değildir. Türkülerin diliyle yas tuttuğun geceler, sırdaşlığını hiç terk etmez. Kıymetini bilmediğin kır çiçekleri yeniden açar, o gül solarken. Ayrılanlar yıllar geçse de üstünden, hep aynı acıyı çeker. Ama yollar hiç bitmez. Sonuna geldiğin, zannettiğin yerler birer duraktır aslında. Ve sen yolculuğunu gönüllü olarak bitirmişsindir o durakta. Güneş hep geç kalırmış gibi gelir, sen bir havada mevsimlecaktır belki. Hep bir umutla beklenirken sevda habercisi, yüreğini teselli etmek de sana düşer. Her şeye rağmen ürkütmesin seni bu sevdanın ateşi. Her yangın önce başladığı yeri yakar. Sana küçük kendime büyük gelen yüreğimde, yıllar geçse de senin adın yazar. Ve bil ki sevdiğim, uslanmaz ruhum yaşadıkça seni sever, seni sevdikçe yaşar. Sevda.TK
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz |
14 February 2006, 16:53 | Mesaj No:50 |
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
|
O'na...
[size=24px]Karanlık olmasaydı, aydınlık bilinmezdi,
Düşmanlar olmasaydı, Dostların kıymeti bilinmezdi. Korkular yaşanmasaydı, Ümit etmenin zevkine varılmazdı. Kötülükler olmasaydı, İyinin bir anlamı olmazdı. Yani zıtlıklar varlığın, Varolmanın tabiatında var...[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır" |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |