AŞK - Papatyam Forum

Papatyam Forum

Go Back   Papatyam Forum > ..::.ATIŞ SERBEST.::. > İlanı Aşk Edin

Yeni Konu aç  Cevapla
 
Seçenekler
Alt 26 December 2006, 02:08   Mesaj No:1

CAGRI

papatyam Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:CAGRI isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1055
Üyelik T.: 26 December 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart AŞK

AŞK

BİTANESİ BİTANESİ BİTANESİ
__________________
EN BİTANESİ BEN BİTANESİ BEN BİTANESİ
Alıntı ile Cevapla
Alt 24 July 2007, 18:22   Mesaj No:2

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞK

AŞK

Aşk, tanımlanamaz olandır.

Aşk, sevgiliden başka, siz olan her şeyin aklınızdan silini vermesidir.

Aşk, bütün hücrelerinizin ayağa kalkıp çılgınca dans etmesidir.

Aşk, ilk kez nedenlerinizin ve yaşayacağınız sonuçların aynı anda gelip gitmesidir.

Aşk, bütün görünüşlerin senin benim her şeyin, sevgilide bir An’da görülü vermesidir.

Aşk, sorularınızın ve cevaplarınızın bittiği, arayışlarınızın tükendiği yerdir. Sizin sevgiyle kendinizi bilinmezin kucağına savurduğunuz yerdir.

Aşk, sevgiliden başkasına ihtiyaçsızlıktır. Ekmektir, sudur, havadır.

Aşk, kainatın bütün ihtişamını, ve renklerini aynı anda algılama, ve içinde olduğunuz düşü, kanatın renkleriyle boyamanızdır.

Aşk, ruhun sevgilide kendini görmesidir. Ruh sevgidir. Aşktır.

Aşk, aşkı görür ve bu görüş ve biliş içinde erir.

Şimdi – Burada; sonsuz sınırsız bir sevgiyle, yüreğinize yaşamın bütün renklerinin ve ritimlerinin akıvermesidir.

Aşkın ayak seslerini duyabilirsiniz ama ne zaman geldiğini hiç zaman bilemezsiniz.

İnsanların çoğu aşkın ayak seslerini duymaya başladığında kaçar. Hiçbir zaman karşılaşmak istemez.

Aşkın ayak seslerinin uzaktan duymak bile insanı coşku ve yaşam enerjisiyle doldurur.

Ve dünyada yaşanan aşkların çoğu; aşkın adım seslerinde yaşanan aşktır.

Bir adımlıktır. Bir nefesliktir.

Başladığı yerde biter. Sanki bir serap görmüş gibi olursunuz.

Hiçbir zaman bu nadide serabın içine girip aşk yaşanmaya cesaret edilemez.

Çünkü çok benlikli egomuz, kendisinin yok oluşuna kendini bırakamaz.

Çünkü insan tek nefesliktir. İçinde çok benlik vardır. Her benlik için tek nefes gerekir.

Çünkü Aşk, bütün kimlikleri üstümüzden söker alır. Bütün duvarlarımızı yıkar. Yıllardır üstünü örtmeye çalıştığımız ve kalın duvarlarla ördüğümüz ve ayağına bütün karanlıkları ve prangaları doladığımız gözü kara “Deli Çocuk” ortaya çıkar.

Aşk, içimizdeki deli çocuğun özgürlüğünün anahtarıdır. Yani gerçek bizim.

Ve gerçek Biz, Efendidir. Saf duru sade bilge ve yaşamın özünü ve ne olması gerektiğini ve ne yaşamak istediğini bilen, tek bilişte ve tek görüşte mesafesiz yakınlıkta sevgide ve şefkatte durabilendir.

Efendi aşktır, aşk ruhtur, ışıktır, ruh özdür, öz yaşamdır.

Çok benlikli egolarımızda ölü yaşamlar yaşadığımız için, içimizdeki benliklerde veya kutuplarda çatışma halinde gelip gittiğimiz için, üzerine suçluluklarımız ve kaybetme korkularımız eklendiğinde aşkın ayak seslerini duyar duymaz kaçmamıza şaşmamak gerek.

Aşk bütün evrenin ortasında çırılçıplak durmak demektir.

Ne iseniz o şekilde olmanız demektir.

Ve dünyada insanlar aşkın ayak sesini duyar duymaz kaçtığı için, ve onu kalın duvarların arkasına en karanlık yerlere hapsettiği için, yaşamın kendisi ve özü her zaman yaşanmadan ve tamamlanmadan kalır.

Sanırım içimizde kaybolmuşluğumuzun, yalnızlığımızın ve ne yaparsak yapalım hiç gitmeyen anlamsızlığın nedeni ömrümüz boyunca aşkın ayak sesleriyle yetinmemiz ve aşk içinde erimekten korkarak kaçmamız olabilir. Ve yıllar yılları kovalar artık ne gözümüz görür ne kulaklarımız aşkın sesini duyabilir. İçimizdeki deli çocuk çoktan çıkıp gitmiştir. Şimdi yaşanan; sonbaharda yere düşeceğini bilen ve kendini bir avuç toprağa teslim eden kuru bir yaprak gibi canlı daldaki, ölü bir bekleyiştir.

Aşk erimek demektir. Erimek, şimdiye kadar bildiğimiz her şeye ölmek demektir. Yeni olmak yenilenmek yeniden doğmak demektir.

Dünyada hiçbir şey yeni değildir. Yeni gibi görünür ama her şey eskidir. Her gün aynı karanlığı acıyı sefaleti yozlaşmayı didişmeyi mücadeleyi yaşamaktan yorgun yüreklerimiz, sıradan günlerin ve olağan duygusuzlukların içinde tükenip biter. Bütün mücadele kendimizi oyalayıştır.

Ve kendimizi kaç yaşına gelirsek gelelim hep on sekiz yaşında; aşkın ayak seslerini duyduğumuz yaşta hissederiz.

Kendimizi hep on sekiz yaşında hissetmemizin nedeni, aşkın ayak seslerinde takılı kalmış olmamızdır. Aşkın ayak seslerinde takılı kalmak bile bir insanı bütün bir ömrü boyunca besleyebiliyor ve bir tutkuyla bütün yaşamına anlam ve mana kazandırabiliyorsa, aşkın içinde erimenin ne kadar tehlikeli bir coşku olduğunu artık siz hissedin. Nasılda sizi yakıp kül edeceğini ve küllerinizden sizi yeniden doğuracağını siz bilin.

Kelebek gibi. Tırtıl iken bir kelebeğe dönüşmek aşktır. Tırtılın kozası onun külüdür.

Ve Yeni İnsan, Evrensel İnsan, Aşktan doğacaktır.

Şimdiye kadar sahip olduğu ve bildiği her şeye aşk için ölerek ve aşk içinde eriyerek küllerinden yeniden doğacaktır.

Ve “kendisi” yaşamda olduğu için ve “kendiside” yaşam olduğu için ve Efendi olduğu için asilce sevgide ve merkezinde dengelenecek ve onunla birlikte bütün dünya ve evren dengelenecektir.

Aşk; sonsuzluğun kapısıdır. O kapıdan geçildiği zaman ne siz kalırsınız ne de kapı.

Yazan Nilgün Nart
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 July 2007, 08:43   Mesaj No:3

REHA

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:REHA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 553
Üyelik T.: 07 October 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:10.Köy
Yaş:63
Mesaj: 1.867
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞK

Aşk, içimizdeki deli çocuğun özgürlüğünün anahtarıdır. Yani gerçek bizim.

Ve gerçek Biz, Efendidir. Saf duru sade bilge ve yaşamın özünü ve ne olması gerektiğini ve ne yaşamak istediğini bilen, tek bilişte ve tek görüşte mesafesiz yakınlıkta sevgide ve şefkatte durabilendir.


[size=18px]Aşk için toplanmış çok güzel yazılar sağol[/size]
__________________
[size=10pt]ŞU FANİ DÜNYADA BAKİ GİBİ YAŞIYORUZ

BİRDE HASTAHANE KÖŞELERİNDE
[/size]
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 July 2007, 09:09   Mesaj No:4

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞK

Kod:
Aşk, içimizdeki deli çocuğun özgürlüğünün anahtarıdır. Yani gerçek bizim.
[size=18px]Teşekkür ederim ağbisi ops: ops: [/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 July 2007, 10:14   Mesaj No:5

serife

Papatyam Kıdemli Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:serife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 804
Üyelik T.: 27 March 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:TOKAT
Mesaj: 529
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞK

[size=18px]Love is like a bird of golden wings - that flies in to your heard and sings[/size]
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 July 2007, 11:20   Mesaj No:6

Papatyam

Papatyam Site Yöneticisi
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:Papatyam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1546
Üyelik T.: 11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj: 1.864
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart AŞK

[size=18px]BEN Bu AŞKı ÇoK SeVDiM...

Görür görmez bir aşk değildi bu. Giderek büyüyen bir aşktı. Birlikte olmaktan hoşlanmayla başladı.

Biraz bakışma, biraz ilgi, biraz farkındalık, biraz merak ve biraz hayranlık. Asla bir teklif yoktu.

Benimle birlikte olur musun demeden. Sadece gözlerin konuştuğu bir hoşluk.

Hayatımın her alanıyla ilgilendi. Sadece o bundan hoşlanır diyerek yapılan davranışlar. Bir koruma iç güdüsüydü. Benim olur musun demeden ama ne olur benim ol diyen bakışlar. Belli belirsiz dokunuşlar. Bir kadının kaçmasına fırsat vermeyecek sakinlik. Adeta bilgelik düzeyinde kendinden emin davranışlar. Hiç acele etmeyen tarzını sevdim. 50 kilo et peşinde olmayışını sevdim. Ruhumu fethetme isteğini sevdim. Beynime sahip olmak isteyişini sevdim. Hiçbir kötü amaç beslemeyen yemeğe davet edişini sevdim. Bu yemek davetinde sadece seninle sohbet etmek ve seni seyretmek istiyorum deyişini sevdim. Verdiğin güven hissini sevdim.

Çıkılan ilk yemekte ; "Bana seni anlat" deyişini sevdim. Saatlerce beni dinleyişini sevdim.

İlk geceden ; "Hadi birlikte olalım" demeyişini sevdim. Saatlerce süren sohbetlerimizi sevdim. Sonra bana, beni anlatışını sevdim. Kendimin bile farkında olmadığım taraflarımı anlatışını sevdim. Yemek yemeni sevdim. Yemeğin tadını çıkararak hiç acele etmeden içki içişini sevdim. Yemek ve içki içme adabını bilmeni sevdim. Bana bakarken dünyanın en güzel kadınına bakarmış gibi gözlerindeki pırıltıyı sevdim. Bana çok güzel bir kadın olduğumu anlatışını sevdim. Beynimin kıvrımlarına girmeni ve fethetmeni sevdim. Ama bu fethetmede asla ambargo koymadan seyredişini sevdim. Zekanı sevdim. Hayat tecrübesini sevdim. Benim hayata bakışımı merakla dinleyişini sevdim.

Sonra yavaş yavaş kendini anlatışını sevdim. Dürüstlüğünü sevdim. Yapamayacağın sözleri vermeyişini sevdim. Ama yapabileceklerini anlatmanı sevdim. Hayatının özetini yaparken olaylar karşısında dimdik duruşunu sevdim. Verdiği sözlerin arkasında duruşunu sevdim. Eski aşklarını anlatırken yalansız anlatışını sevdim. Yaşadıklarının arkasında duruşunu sevdim. Bana olan saygısını sevdim. Bana insan olarak değer verişini sevdim. Mütevazı oluşunu sevdim. Hep kendini geri planda tutup yaptıklarınla övünmeyişini sevdim. Söylediğim bir sözün üzerinde saatlerce felsefe yapışını sevdim. Söylediklerimin tarihe geçecek kadar önemli oluşunu anlatmanı sevdim. Bana mektuplar yazmanı sevdim. Yazdıklarımın üzerinde yorum yapıp kendimi önemli hissetmemi sağlamasını sevdim. Karşısında otururken kendimi dünyanın en güzel kadını olduğuma inandırmanı sevdim. Küçük hediyelerle beni hep şaşırtmanı sevdim. Bana verdiğin randevularını asla tehir etmeyişini sevdim. Buluşacağımız günü heyecanla beklemeni sevdim. Saatlerce bana olan aşkını anlatmanı sevdim. Ne kadar anlayışlı bir kadın olduğumu anlatmanı sevdim. Hep buluşma için saatleri birlikte kararlaştırmamızı sevdim.

Bu arada kendimi de çok sevdim. Bu sevgiye yürekten bağlandım. Sevildiğime inandığım için teslim oldum. Hiç kadınca kaprisler yapmadan ve hiçbir şeyi sorgulamadan yaşadım. Seninle birlikte olacağım saatlerde her türlü engeli düşünerek hepsini tek tek eledim. Hep yarın olmayabilir belki bu sondur diye saatlerimizi doya doya yaşama mücadelemi sevdim. Geleceksin diye saatlerce hazırlanmamı ve en seksi kıyafetlerimi sadece senin için giymemi sevdim. Hiç kıskançlık göstermedim. Hiçbir şeyin nedenini sorgulamadım. Sana duyduğum güven hissimi sevdim. Birlikte kitap okuyuşumuz sonra saatlerce kitabı tartışmamız. Benim yazı yazmamı bekleyişin ve yazımın üstünde yorum yapışın. Saatlerce yürüyüşe çıkmamız. Sabahın 6'sında kalkıp güneşin doğuşunu seyretmemiz. Güneşin batışındaki kızıllığı seyretmemiz. Birlikte mutfağa girip yemek yapışımız. Ellerim yağlı veya kirli iken beni sıkıştırman ve benim de kadınca kaçışlarım Sofrayı hazırlarken gösterdiğim özen. Hep renk cümbüşü bir sofra. Özenle seçilmiş renkli mumlar. Özenle seçilmiş renkli peçeteler. Işıkların söndüğü andaki evin atmosferinin güzelliğini hep farkına varmanı sevdim. Güzel bir müzik eşliğinde yaptığımız sohbetler. Felsefeyle başlayan sohbetlerimizin aşk sözcüklerine dönüşü.

Ve önemli bir hüzünü dile getirişin. Küçük bir kıskançlık duygusunun itirafı. Bu itirafta asla bir suçlama olmayışı. Hüznünü şöyle dile getiriyordun ; "Dün akşam karşı masada oturan adamın sana çok dikkatli bakışı yüreğimi dağladı. Senin bunda hiç suçun yoktu. Tek suçun senin çok hoş bir kadın olman. Adama da suç bulmuyorum. Ama nedense içim acıdı" deyişin. Bana sarılışındaki içtenlik. Dokunurken verdiğin zevk. Beyinlerin fethinden sonraki harika birliktelik. Senin dışında başka hiçbir erkeği anlamlı bulmayışımı sana anlatmam ve bana inanman.

Bu aşkı ben çok sevdim.

Netten Alıntıdır...
[/size]
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yeni Sayfa 1

www.papatyam.org Ana Sayfa

Tefekküre Davet Köşesi

Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın

                       Instagram         

Papatyam alemdarhost.com sunucularında barındırılmaktadır.