Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - İstanbul’da Yalnız Bir Kadın Olmak
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 June 2011, 12:55   Mesaj No:1

umut

Papatyam Editörü
Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:umut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 1242
Üyelik T.: 19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:61
Mesaj: 13.567
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İstanbul’da Yalnız Bir Kadın Olmak

İstanbul’da Yalnız Bir Kadın Olmak

İstanbul’da Yalnız Bir Kadın Olmak


Kışın gece yarısı bir tren garı ya da boş bir otoban kadar yalnızlık kokan bir hayat…

Sahilde, terk edilmiş o köşkün ihtişamlı yalnızlığı gibi…

Kaç erkek var bunun ne anlama geldiğini bilebilecek? Kaç kişinin ruhu hala o kadar temiz?

Yok…

Böylesine kocaman böylesine kalabalık bir şehirde bir kadının kendisini yalnız hissetmesinin nasıl yüce, nasıl da yaşanmış bir hayatın eseri olduğunu anlayacak kaç ince ruhlu erkek kaldı İstanbul’da, Attila İlhan’dan, Murathan Mungan’dan başka…

Nasıl kendini belli eder İstanbul’da yalnız bir kadın?

Tamircide, arabasının kaputunu açmış ustaya bir şeyler anlatırken…
Bilgisayarcıdan boş cd ve USB kablo alırken…
Elektrikçide üçlü priz seçerken…
Bir kafede tek başına yemek yerken…
Sinemada, sağındaki ve solundaki boş koltukların ortasında film izlerken…
Su tesisatçısına, elektrikçiye dert anlatırken…
Carrefour’da matkapları incelerken…
Balıkçıda en iyi balıkları seçerken…

Bu kadar basit işte…

Bakarkörlerin bir adım önünde…

İstanbul’da yalnız bir kadın hem bir erkeğin doğası ve sosyal konumu itibariyle yapması gereken her tür işi kendi görür, hem de o erkeklerin kimi zaman aptal kimi zaman alaycı bakışlarına maruz kalır, sanki boyundan büyük işlere kalkışıyormuş gibi…

O erkeklerki çoğu ışıltılı ayakkabılardan, parlak rujlardan yansıyan ışıklarla gözleri kamaşmış, ambalaja aldanmış, zincirlerinin farkında bile olmadan bir hayalin peşinden giderken, İstanbul’da yalnız bir kadını nasıl fark edebilsinki?

Kimse bilmez İstanbul’da yalnız bir kadının mutsuzluğunu belli edemeyecek kadar gururlu olduğunu…

Aslında kalabalıktır etrafı, yakınan, gocunan, alınan, kızdıran, kızan, sevindiren, üzen, yardım isteyen…

Ama o derdini hep içinde misafir eder ya da kendi gibi birkaç arkadaşının kalbinde…

Ne de olsa o güçlüdür, o sağlamdır…

Güzel yemek pişirir…Bize de pişirir…

Güzel fal bakar…Bize de bakar…

Balığın en iyisini o seçer…Bize de seçer…

Filmden anlar…Bize de anlatır..

Ufak bir hata yaptığı zaman hayretler içinde bırakır insanları..”Hele senin bunu yaptığına inanamıyorum” diye kendisinin bile ne olduğunu anlamadığı aptal ve bakarkör olanların tepkilerine maruz kalır…

Yeri geldi mi hükümet gibi kadındır… Alımlıdır…Beceriklidir…Yeteneklidir…Sanatçıdır…Aşı ktır…Evlidir…

Aaa bir arayalım bak o halleder kesin…

Ohoooo… O her şeyin üstesinden gelir canım siz ona bırakın…

Oysa mecazide olsa gerçekte olsa yan komşudan gelecek bir tas çorba, “bir şeye ihtiyacın var mı?” denilen o yapay, o sevimsiz ve samimiyetten uzak, o metazori cümle kullanılmadan karşılanan ufak bir ihtiyaç, küçücük bir sürpriz ona dünyalara bedeldir ya…

Kim anlayacak…Kim görecek…Kim bilecek?

Ancak İstanbul’da yalnız bir başka kadın…

İstanbul’da yalnız bir kadın en güzel kadındır…
Çünkü onun bakışlarına yansır, şehrin büyüsü, denizi, kargaşası ve o uğultulu sesi…

İstanbul’da yalnız bir kadın en güçlü kadındır…
Çünkü onun omuzlarındadır yükü, yılların yıkamadığı yaşlı ve bilge şehrin…

İstanbul’da yalnız bir kadın en doğru kadındır…
Çünkü gözlerinin hemen arkasındadır, şehrin bilgeliği…

Ve insanlar bunun farkına varamıyorsa yalnızlıktır onun ruhunun tek ilacı…

O zaman bırakın o İstanbul’da yalnız bir kadın olmanın haklı onuruyla kalsın…

Anlayana…

Ve anlamayana…
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********
KALEGÜNEY
Alıntı ile Cevapla