05 May 2006, 23:37
			
			
		 | 
		
			 
			Mesaj No:1
			
		 | 
	
	| 
			
			 Guest 
			
			
			 
 
 
 
Durumu: 
Papatyam No :
  
Arkadaşları:
	Cinsiyet:  					
		
Mesaj:
n/a Konular:
  
	  
Beğenildi:
Beğendi: 
 
Takdirleri:  
Takdir Et: 
	 
       		 
        | 
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Sana Hasret
			 
			 
			
		
		  
 
 
  Sana Hasret    
  
Mor dağlarla çevrili, durgun bir gölün kıyısına uzandım düşlerimle... Yüreğim, ak tüylü kuğuların sürmeli gözlerinde çarpıyor. Gözlerim suların duru sessizliğinde yıkanıp arınıyor. Ellerimi dağların doruklarına doğru kaldırmışım, geceyi durduruyorum gökyüzünde... Sen gelmeden önce bu güzellikler örtülmesin diye... Çünkü güzel olan her şeyde bir eksiklik var sen gelmeyince... 
 
 
Yağmur yüklü bulutların ağırlığını düşündün mü sen hiç?.. Duydun mu fırtınada azgın dalgaların kıyıya çarpışını?.. Bendini yıkan ırmakların çağıl çağıl akışındaki sevinci gördün mü?.. 
 
 
İnsanoğlu da böyle olur işte kimi zaman... Duyguları yüreğine, düşünceleri beynine sığmaz olur. Yağmak ister yağmur gibi... Parçalanmak ister dalgalar gibi... Akmak ister ırmak örneği... 
 
 
Bulutları soğuk bir rüzgar önüne katar da, yağmur yağmak istediği yere yağamazsa, bil ki bulutlar anlatılmaz üzüntü içindedir. Parçalanamayan dalgalar, çağıl çağıl akamayan ırmaklar acılar çekmektedir...
  
 
		
		
		
		
		
		
	 | 
	| 
		
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 |