18 December 2011, 01:22
			
			
		 | 
		
			 
			Mesaj No:1
			
		 | 
	
	| 
			
			 Papatyam Editörü 
			
			
			 
 
 
 
Durumu: 
 
Papatyam No :
 1242 
Üyelik T.:
19 February 2008 
Arkadaşları:0
	Cinsiyet:  					
Memleket:İSTANBUL 
		
		
Yaş:63 
		
		
Mesaj:
13.567 Konular:
  
	  
Beğenildi:
Beğendi: 
 
Takdirleri:10  
Takdir Et: 
	 
       		
				Konu Bu  
				Üyemize Aittir!  
        | 
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Trabzonspor Düşmanları
			 
			 
			
		
		  
 
 
  Trabzonspor Düşmanları    
 Trabzonspor Düşmanları 
17 Aralık 2011 Cumartesi 
 
Mehmet Ali Aydınlar yönetimindeki TFF yada onun kurullarının her hayasızca icraatının ardından, hep Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine hitabesini hatırlarım. 
 
En çok da... 
 
 “Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler “....’e kadar olan bu bölümü severim 
 
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Türk Gençliğine bu hitabesini 84 yıl önce yani 20 Ekim1927 de kaleme aldı. 
 
Şike sürecini göz önüne getirin biraz… 
 
Hitabenin üste yazılı bölümüne kimin fotoğrafı tıpa tıp uyar sizce… 
 
Trabzon Türkiye’nin T’sidir demişti ünlü sanatçı Volkan Konak… 
 
 “Trabzonluların ne zaman güleceği, ne zaman gürleyeceği belli olmaz” sözü ise başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ait. 
 
Ali Koç ve Nihat Özdemir’in hakaretlerine sus, Zokora’ya verilen çifte standartlı cezaya isyan eden başkan Sadri Şener ve yönetici Tuncay Bekiroğlu’nu PFDK’ya sevk et. 
 
Trabzonluların sabrını test ediyorlar… Hem de sabırsızlığıyla ünlü Trabzonluların… 
 
Ey Trabzonlular, Trabzonsporlular 
 
Dahili ve harici bedhahlara karşı birlik olalım… 
 
Şike sürecini hatırlayın, ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine hitabesini okuyun.  
 
Hem de defalarca okuyun. 
 
Bakın orda kimleri göreceksiniz… 
 
Ben sıralamaya başladım bile…. 
 
Ey Türk Gençliği! 
 
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. 
 
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. 
 
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! 
  
 
  
 
Mustafa Kemal Atatürk 
20 Ekim 1927 
 
  
 
 
  
  
 
		
		
		
		
		
			
				__________________ 
				*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR **********    
                                                                 KALEGÜNEY
			 
		
		
		
		
	 | 
	| 
		
		 | 
	
	
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 |