[umut]

Bir analiz de bizden

Bir analiz de bizdenAk Partinin almış olduğu yüzde 50 oyun içerisinde her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın karizması büyük rol oynadıysa da sağlık açısından yapmış olduğu atılımlar yadsınamaz.

“Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”

Ben kendimden biliyorum. Şöyleki…

Seneler önce bir gece müthiş bir ağrı ile uyandım. Saat 2.30. Ki, hayatımda ben böyle bir ağrı görmemiştim. Yani tarifi mümkün değil.
Hani bağırsak düğümlemesi derlerdi. Ağrısı müthiş olur. Öyle bir şey olsa gerek dedim kendi kendime. Bal şerbeti içeceğim de, bağırsağın patlama tehlikesi var. En iyisi balı kaşıkla yemek dedim ve bir kaşık bal attım.

Sanki ağrı biraz menler gibi oldu. Yatıp uyumak istedim ama bir zaman sonra aynı ağrı geri geldi.
Hastaneye gitmekten başka çare yok dedim. Ama bu halimle araba kullanmam mümkün değil. Karın adalelerim kas-katı oldu. Biraz gersem sanki kesilecek gibi.

Yeğenimi kaldırdım ve beni hastaneye götürmesini istedim. Nöbetçi doktor kulak-burun-boğaz uzmanı. Ama mide delinmesi teşhisini koymakta gecikmedi. Hemen bir operatöre telefon ederek hastaneye çağırdı.
Saat 3.30 civarları. Ben hülyalara dalmışım. Bu doktor geliyor ama beni bu saatte ameliyata alacak değil ya. 8-9 lara kadar ben bu ağrıyla nasıl beklerim diye az korkmadım.

O an aklıma başka bir şey geldi: Dedim ki kendi kendime, “şimdi sana deseler ki, sadece Rize değil, Türkiye de değil, bütün dünya içindeki nimetlerle birlikte senin olacak ama bu ağrı da seninle olacak kabul ediyor musun?”
Hiç tereddüt etmeden bunu kabul etmedim!

Yani demek istediğim, sağlığın kıymeti hiçbir şeyle ölçülemez.

Ardından beni hemen ameliyata aldılar.

Sonra dedim ki kendi kendime; Dünya bir yana, sıhhat bir yana. Sen sıhhati tercih ettin. Peki bu sıhhatin kıymetini biliyor musun?
Bilmediğimiz kesin. Yoksa ufak bir menfaatin peşinde koşarak sıhhatimizin tehlikeye girmesine izin vermezdik!
Ak Parti de bunu bilerek halkın sağlığına gereken önemi veriyor ve halkımız da memnuniyetini böyle yüzde 50 oranında bir oyla bildirmeye çalışıyor.
Aslında bu iş bu kadar basit. Hani sağlık yemek, içmekten de önemli. Hasta olanın ağzına bir lokma ekmek bile koyamazsın!

Aradan yıllar geçti. Bu kez de lenfoma denilen bir kanser türüyle karşı karşıya kaldım. En az altı kür kemo-terapi gerekiyor. Bir kürü o zamanlar altı milyar lira. Ki, benim bu parayı ödeyerek tedavi olmam mümkün değil.

Bağ-kurluyum ya, 36 milyar tutarındaki bu kemo-terapi tedavisinde beş kuruş dahi ödemedim.

Hani bazen emekli aylığımıza biraz zam yapılmasını dile getirir, hükümetlerden bunu beklerdik.

Bu aşamadan sonra dedim ki, isterse hükümet bana emekli aylığı bile ödemesin. Bir şey yapar karnımı doyururum ama böyle büyük meblağlar içeren tedavileri karşılamamız mümkün değil. İşte bu aşamada da hükümetlerin kıymeti meydana çıkıyor ve buna sağlayan partileri de asla unutmuyoruz.
Herkes kendine göre bir şeyler söyler ama biz böyle değerlendiriyoruz.
Ama bu demek değildir ki, bu kadarı yeterlidir. Değildir elbet. Ekmeğin yanında insan biraz da katık ister. Dolayısıyla ben istemesem de emekliler biraz olsun nefeslenmek ister. Ki, halkın sağlığına böylesine kıymet veren bir Ak Partiden maaşlarının biraz daha iyileştirilmesini beklemek onların da hakkıdır. Ve bu hakkı alacaklarından da hiçbirinin şüphesi yok. Çünkü oy kullanmaya giderken Ak Partinin onlara verdiği bu güvenle gittiler. Şimdi de karşılığını bekliyorlar.
Herkes çok iyi biliyor ki, bu ülkenin iki temel sorunu var; biri işsizlik, diğeri de emeklinin çektiği sefalettir.
Biliyoruz ki, Ak Parti hükümeti işsizliği çözmek için aşırı uğraş veriyor. Emeklinin durumuna da bir el atacak olsa, hiç de fena olmayacak.
Seçimden önce emekliye hiç yeşil ışık yakmadı. Emekliden bir şey bekleniyor gibi olmasın diye. Şimdi ise hiçbir şey beklememesine rağmen emekliye bir kol atacak olsa bu da hükümetin büyüklüğünü gösterir.
Ki, Ak Partiye de bu yakışır!

************************************************** **********Orhan CAN


.