| 
			
			 Papatyam Site Yöneticisi 
			
			
			 
 
 
 
Durumu: 
 
Papatyam No :
 1546 
Üyelik T.:
11 March 2005 
Arkadaşları:0
	Cinsiyet:  					
Memleket:İstanbul 
		
		
Mesaj:
1.864 Konular:
  
	  
Beğenildi:
Beğendi: 
 
Takdirleri:10  
Takdir Et: 
	 
       		
				Konu Bu  
				Üyemize Aittir!  
        | 
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Su Olmak...
			 
			 
			
		
		  
 
 
  Su Olmak...    
 [size=18px]SU OLMAK[/size] 
 
Bir an için sen su oldugunu düşün. Su denli özel, su denli yararlı ve su denli çok,  tükenmez... İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak ; dibi  olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini  duyuramazsın. Unutma daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin,  gürültünün parçası olursun yalnızca!... Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü "su nasılsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler.. 
 
Tıpkı, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye çalışmadı şimdiye dek. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi ; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini  giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandı. Sen hep  bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!..  Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme ; sana "felaket" denmesin! Suysan bir  bardağa sığabilki damarlara girebilesin!..  
 
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı , su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler  varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara  ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin  çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde  olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini ya da hiç durmadan konuştuğun için, yalnızca bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadiığını.  
 
Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalışacaksın... Yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman  yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sende fikrini bildirecegin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin!...  
 
Demeyeceksin "ben canım isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.."  
 
Demeyeceksin "ben aklıma geleni geldigi biçimde söylerim. Karşımdaki de değil duymak değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda.."  
 
Keşke öyle olsaydı. Keşke haklı olsaydın, ama maalesef değil... Ağzını açıp "şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mü hiç?... Ya da önüne çıkan ağaçları bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğraşan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler ;  beyni olan her canlı gibi!  Hadi... Sen şimdi "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi yaşam kaynağı ve su gibi bitmez tükenmez olduğunu anımsa... Ama yine su gibi "küçük bir bardağın içine" sığdır ki kendini girebilmeyi öğren insanların  damarlarına. Yaşam ver...  
 
Vazgeçilmez ol!...  
 
Hayatta hepimize aydınlık yarınlar sağlıklı uzun ömürler huzurlu günler bizi seven ve anlayan insanlar hayırlı evlatlar iyi arkadaşlar unutmayan  ve unutulmayan dostlar  paylaşımcı güzel insanlar bol ve bereketli  kazançlar ve güzel umutlar diliyorum... Sevgiyle kalın hoşça kalınız dostça  kalınız... Demeden... Bunu neden bana yazdığınızı tam  anlamadım diyorsan, yazmak zorunda hissettim kendimi bağışlayın lütfen : Dinle Gönül Dostum, üçüncü gözüm... Sen hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su  gibi yaşam kaynağı olduğunu düşün. Ama su gibi yaşatıcı ol. Su gibi  yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!.. Suysan tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme ; sana "felaket" denmesin! Suysan bir bardağa sığabilki damarlara girebilesin!.. Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi gerekli ve su gibi  bitmez tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin  gibi, su gibi de “kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Vadiler  varken önünde ve ovalar varken, yayılabileceğin küçük ırmaklara  ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yaşam verirsin  çevrene.  
 
Su olmak demek, yansıtıcı olmak demek. Su oluş akış demek, eğer suyun aktığı yada  karşılaştığı ortam dingin değil dengede değil salınıp durur  ise, su yıkar, kırar, alır  götürür demek. Su bulunduğu ortamı olduğu gibi yansıtır demek. Eğer suyu tutmasını bilirse ortam, kontrol etmesini bilirse kuracağı bentleri iyi ayarlarsa gücü ve dinginliğini tahmin edemezsin demek. Su sadece ortama bağlı akar, kimi zaman seni yıkar geçer ki eğer sen dengeli be engebeli isen... Kimi zaman sakin yemyeşil bir göl  olur dingin gizemli ve neş'e veren. Kimi zaman dağların tepesindeki  kar olur yüksek kayalar ve soğuk rüzgardan. Bazen  çığ olur tepelerden kayar  yok eder, ama bazen de tatlı bir akışla  sarar seni, eğer sen ova isen, bereket verir. Su olmak budur, su bakan göze göre değişir çünkü bakanı olduğu gibi yansıtır. Alan alır, gören görür, içebilen içer eğer ortamı uygunsa, yoksa akar gider su. Çünkü onun sadece ulaşağı yer okyanustur, kimi zaman bulut olur, yağmur olur, kar tanesi olur, ortam şekillendirir onu, bazen su kontrole ihtiyaç  duyar ki bunu yapacak kadar geniş gönüllü ve dengeli olmak gerek yani suyu  çok ama çok sevmek gerek. O zaman su , onun için muhteşem olur, vazgeçilmez... Hoşçakalınız... İşte  böyle sevgili Gönül Dostum... Sevgili Üçüncü Gözüm... 
 
ÜÇÜNCÜ GÖZÜMÜZ AÇIK OLSUN... SEVGİLİ GÖNÜL DOSTUNDAN & GÖNÜL DOSTUNA... 
 
Netten Alıntıdır
  
 
		
		
		
		
		
			
				__________________ 
				"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
			 
		
		
		
		
	 |