06 April 2006, 18:38
|
Mesaj No:1
|
Papatyam Site Yöneticisi
Durumu:
Papatyam No :
1546
Üyelik T.:
11 March 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Mesaj:
1.864 Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir!
|
Beyaz Un Merakı Sağlığı Rezil Ediyor...
Beyaz Un Merakı Sağlığı Rezil Ediyor...
[size=18px]Beyaz Un Merakı Sağlığı Rezil Ediyor[/size]
Şimdilerde bütün dünyada bir "E" vitamini modası var. İnsanlar yüksek paralar ödeyerek "E vitamini hapları" satın alıyor. Ne işe yarar bu "E vitamini?"
Yaşlılığı geciktirici vitamin olarak "E vitamini", vücutta hücre zarının dayanıklılığını sağlar. Vücudun bağışıklık sistemini destekleyerek kanserin önlenmesinde önemli rol oynar. Aterosklorozun oluşumunu engelleyici etki gösterir. Koroner kalp hastalığı riskini azaltır. Pıhtı azaltıcı etkisiyle kanın akıcılığına, diyabetli hastalarda damar komplikasyonlarının önlenmesine yardımcı olur. Sinir sistemi hastalıklarında olumlu etkiler gösterir. Gözde katarakt oluşumunu geciktirir. E vitamini yaşlılığa bağlı hücre hasarlarında azalmaya neden olur. Etkin bir antioksidandır. Bu özelliğinden dolayı kolay oksitlenebilen bileşiklerin oksidasyonunu önler.
Özellikle A vitamininin oksidasyonunu önleyerek bu vitaminin organizmada
etkisini artırır, karaciğerde depo edilmesine yardımcı olur. Üreme sisteminde etkilidir. Kansızlığı önler.
E Vitaminin Doğalı Makbul
E vitamini makbulü "doğal" olanıdır. Doğal, E vitamini şişelerinin üzerinde "wheat germ" yazar. Bu "wheat germ" denilen şey bizim bildiğimiz buğday taneciğinin en tepesindeki "cücük"tür. Buna bizde "buğdayın ruşeymi" derler. Buğdayın kalbi - hayat kaynağıdır. Buğday üç bölümden oluşur. Tepedeki o küçücük hayat kaynağı, bitki oluşmasını sağlayan ruşeym. Üzerindeki kabuk (kepek). Ve ruşeymin altında bulunan, tohum çimlenirken ruşeyme hayat veren gövde kısmı. Buğdayın içinde (1) Karbonhidratlar, (2) Protein, (3) Yağlar, (4) Mineral tuzları, (5) Vitaminler, emzimler ve diğer bileşenler vardır. Buğday olduğu gibi öğütüldüğünde bunlar da bütünü ile un olur.
Geliniz görünüz ki, şimdi buğday olduğu gibi öğütülerek un olamıyor. Çünkü Türk halkının da bir "beyaz ekmek" merakı oluştu. Halkımız "beyazın da beyazını" aradığından fırıncılarımız da unun "beyazının da beyazını" satın alıyor. Bu talep karşısında değirmencilerimiz unu katlediyor!.. Unun beyaz olmasını önleyen, buğdayın kepeğini ve de daha önemlisi ruşeymi (embriyo'yu kökçük kalkancık'ı) ayırarak buğdayın sadece "dolgu kısmı" olan gövdesini öğütüyor.
Beyaz Unda Vitamin Yok
Böylece buğdayın "E vitamini" başta olmak üzere, diğer vitaminleri karbonhidrat ve protein değerleri, mineralleri kalsiyumu, fosforu, magnezyumu, demiri, çinkosu ruşeym ve kepek olarak değirmende kalıyor. Halkımızın "beyazın da beyazı" ekmeğine, içinde hiçbir vitamin, mineral, protein değeri olmayan un giriyor.
Sadece o kadar olsa iyi. Beyazın da beyazı arayışındakileri mutlu etmek için bazı değirmenler una son anda beyazlatıcı kimyevi madde katıyor. Korkunç bir gerçek şu : Değirmenlerimizin çoğunun yeni makineleri bu talebe dönük makineler. Buğdayı öğütürken ruşeymi ve kabuğu (kepeği) çıkaran makineler. Buğdayı olduğu gibi üretebilecek makine sayısı azaldı.
Sonuç Türk halkı "beyazın da beyazı" merakı nedeniyle "sünger ekmek" yiyor.
__________________
"Bilgi Paylaştıkça Çoğalır"
|
|
|