Papatyam Forum - Tekil Mesaj gösterimi - Hepatit B'de 'tamamlayıcı' tedavi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 March 2008, 12:41   Mesaj No:1

PESTEMAL

Papatyam Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:PESTEMAL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Papatyam No : 145
Üyelik T.: 16 February 2005
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 3.815
Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Hepatit B'de 'tamamlayıcı' tedavi

Hepatit B'de 'tamamlayıcı' tedavi

Hepatit B'de 'tamamlayıcı' tedavi
Ayurveda uzmanı Dr. Ender Saraç, karaciğer hastalarında kullandığı sistemle zaman zaman Batı tıbbını uygulayan doktorlarla karşı karşıya geldi. Kişinin beden tipine göre beslenmesini ve doğallığı öngören Ayurveda'yı hepatit B tedavisinde kullanan ve çok olumlu sonuçlar aldığını belirten Saraç, 'tamamlayıcı' diye nitelendirdiği tedaviyle ilgili olarak, "Bu kadar ilerlemiş Batı tıbbına rağmen, hastalık yok edilemiyor. İnsanlar yardımcı seçenekler arıyor" dedi.

Saraç, normal tedavilerini sürdüren hastaları bağlı bulundukları kurumdan kopartmak, sürdürdükleri tedaviden vazgeçirerek sadece bitkisel ilaçları kullanmaları yönünde bir şey yapmadığını belirterek, "Çünkü ben de aynı zamanda Batı tıbbında dahili bir konuda mütehassısım, bunun gereklerini uyguluyorum ve faydalarını reddetmiyorum. Ama dürüstçe söylüyorum ki Batı tıbbı, karaciğer karşısında zayıf. Bilinenler dışında yapılan bir şey yok. Sistemimiz, normal tedavide kullanılan ilaçların yan etkilerini azaltıyor
ve başarı şansını yükseltiyor" şeklinde konuştu.

İnsanların hepatit B konusunda çaresiz olmadıklarını vurgulayan Saraç, kendisine bir dönem gösterilen tepkilere karşın yüzlerce karaciğer hastasının bugün 'ellerini
kollarını sallayarak' yaşadıklarını söyledi.

Birçok hastanın siroz safhasından döndüğüne dikkat çeken Saraç, hastalığın tıp camiasında sanıldığından da yaygın olduğunu sözlerine ekledi. Özellikle hemşirelerde hastalığın sık görüldüğüne vurgu yapan Saraç, şöyle konuştu:

"Normal tedaviler hem pahalı, hem acılı ve güçlü değil. Üstelik hastalar iyileşmiyor. Tedavide kullanılan Interferon'un başarısı sanıldığının, iddia edildiğinin aksine düşük ve yan etkileri fazla. Burada bir sorgulama lazım. Ama Batı tıbbında başka bir şey de yok. Özellikle karaciğer hastalığında dürüst olmalıyız. Kişi çok önemli. Kişinin yaşam ve beslenme tarzı buna göre belirlenmelidir. Tıpta sonuç önemlidir. İyileştiriyor mu iyileştirmiyor mu? Benim için önemli olan bu. Hastanın iyi olması çok önemli.
Uzun süredir bu konuyu kamuoyu önüne fazla taşımadık ama artık insanlar bilsinler ki çare var" dedi.

Saraç, özellikle hepatit B hastalığı üzerine dünyada yapılan tüm çalışmaları takip ettiğini belirtiyor. Doğada tüm hastalıkların çaresinin olduğunu vurgulayan Saraç, hepatit B konusuna çok fazla eğilmesinin nedenini ise şöyle anlatıyor:

Babasını kaybedince...

"Bu konuya çok ilgi gösterdim. Birincisi babam karaciğer kanserinden yaşamını yitirdi. Aynı şekilde çok sevdiğim eniştem ve birkaç yakınımı da kaybettim. Çok yakın bir arkadaşım da hepatit C'liydi. Bu nedenle konunun üzerine çok fazla eğildim. Dünyanın neresinde karaciğerle ilgili ne varsa gittim, gördüm. Londra'daki, alanının en iyilerinden biri olan hepatolog Dr. Roger Williams'ın bilgilerinden yararlandım. Hindistan'daki kuruluşları gördüm. Kendime göre bir karaciğer protokolü geliştirdim."

Geliştirdiği protokolle hastaları tedavi eden Saraç'ın iddiası, inanılmaz derecede başarı sağladıkları yönünde. Bu başarının erken safhalardaki siroz vakaları için de geçerli olduğuna değinen Saraç, "Benim vermek istediğim mesaj, doğada her şeyin çaresinin olduğudur. Karaciğer hastalıklarının özellikle çaresi var" diyor. Saraç, Batı tıbbında her ne kadar beslenme üzerinde durulmasa da Ayurveda'da bunun çok önemli olduğunu söylüyor.

"Kişinin beden tipine göre beslenme programını belirlemek inanılmaz derecede enerji veriyor" diyen Saraç, her hastaya ayrı program uyguluyor. Nedenini ise, "Kullandığım sistemde, beden tipine göre beslenme programı ayarlıyorum. Standart bir program yok; yani herkese ayrı, kişisel bir program söz konusu. Sistemimizde bağırsakların iyi çalışması çok önemli. Bağırsakların iyi çalışmasını ve toksin atmasını sağladığınızda olumlu gelişmeler oluyor. Dikkat edin koliti, kabızlığı olan kişilerde karaciğere doğru geri bir tıkanma söz konusudur. Birtakım doğal çaylarla bu sorunu çözüyoruz. Onlar da kişinin beden tipine göre veriliyor" şeklinde açıklıyor.

Karaciğer güçleniyor

Ayurveda'da batı tıbbının yanı sıra yardımcı seçenekler arayan insanların beden tipine göre beslenme programı belirlenmesiyle karaciğer güçleniyor. Beden tipine göre acı, tatlı, ekşi, tuzlu gibi tatlar beden tipine göre artırılıp ya da azaltılıyor. Sıcak-soğuk beslenme veya kuru-sulu beslenme de beden tipinde önem kazanıyor. Kişinin beden tipine göre beslenme programı hazırlanıyor. Sistemin kökeninde 'doğallık' var.

Saraç, hepatit B hastalarını, tek başlarına davranmamaları konusunda da uyararak, "Karaciğer tedavisi olan bir organ değil. Organ nakli kolay değil. Karaciğerimizi çok fazla kimyasal ilaç ve toksinlere maruz bırakmayalım. Ona bebek gibi bakalım, hijyene
önem verelim" diyor.

Ayurveda nedir?

Ayurveda, kelime olarak 'yaşam bilgisi' anlamına gelen doğal bir sağlık sistemi. Amaç, kişilerin doğru beslenerek, doğru egzersiz yaparak, vücuttaki toksinleri temizleyip, fizyolojilerini dengeye getirmek; daha mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir ömür yaşamak. Ayurveda 5 bin yıllık bir Hint öğretisi. Hem bedensel, hem de zihinsel yaklaşım teknikleri var.

Bu 'zararlı'lara dikkat!

Çok fazla alkol içmek karaciğere zarar veriyor. Vücudun ateşini artırmak karaciğeri yoruyor. Ayurveda'da duyguların da önemi var. Fazla öfke başta olmak üzere, aşırı sıcak duygular da karaciğeri yoruyor. Aşırı kızartma ve yağlı şeyler yemek, fazla baharatlı ve çiğ etli besinler (çiğ köfte gibi), aşırı tuzlu, aşırı ekşi gıdalar, konserveler, koruyucu katkı maddeli gıdalar, hava kirliliği, içilen suların kirliliği dahi karaciğeri olumsuz etkiliyor.

Karaciğere faydalı besinler

Zerdeçal: Toz zerdeçal karaciğer için çok faydalı. Özellikle balla karıştırılıp içildiğinde karaciğerden toksinlerin atılmasına çok yardımcı oluyor. Fiyatı da uygun olan zerdeçaldan alınan sonuçlar hayret verici olarak nitelendiriliyor.

Bal: Karaciğer için çok yararı olan bir diğer besin. Özellikle balda karaciğer için çok önemli doğal şeker bulunuyor.

Rezene: Genel olarak rezene çayı bağırsakların iyi çalışmasını sağlıyor. Boşaltım sisteminin iyi çalışması karaciğer açısından çok yararlı. Çünkü bu yolla toksinler atılıyor.

Dut kurusu: Şeker yerine önerilen dut kurusunun doğal şekeri de karaciğer için bir güçlendirici. Üstelik tek başına da yenebilir, çok lezzetli.

Kayısı: Özellikle şeker katılmadan yapılıp içilen hoşaf karaciğer için önemli bir besin. Buna azıcık kabuk tarçın ve gülsuyu eklenerek içildiğinde daha faydalı oluyor.

Enginar ve hindibadan 'Ayurveda' tabletleri

Doğadaki besinlerin yanı sıra, doğal bitkilerden üretilen Ayurveda tabletleri de tedavideki diğer önemli bir etken. ABD ve Avrupa'da enginar ve hindiba hapları yapılıyor. Bunun yanı sıra, Hindistan'da yetişen 'niruri' diye bir bitki var. Saraç, bundan elde edilen hapın iyi gelmediği bir karaciğer hastalığını bilmediğini belirtiyor. Hastalar bundan çok fayda görmüş. Hatta karaciğerde virüs olsa dahi hapla enzimler düşüyor. Bunun yanı sıra kullanılan pek çok doğal ilaç var. Özellikle dil altından kullanılan ve doğal maddelerden üretilen 'Alfa Interferon' adlı ilaç bunlardan biri. İlaç özel bir reçeteyle satılıyor.

Henüz Türkiye'ye gelmeyen ilaç, hepatit B tedavisinde kullanılan normal Interferon'a oranla daha ucuz. İğne olmadığı için acı vermiyor ve saç dökülmesine neden olmak gibi yan etkileri bulunmuyor. Avrupa'daki 'güçlü karaciğer profesörleri'nin ilaç konusunda yaptığı araştırmalar, ilacın önemini ortaya koymuş. Ayurveda sisteminde ilaç ilk etapta kullanılmıyor. Doğal bitkilerle başlayan tedavi, hastalığın inatçı olması durumunda devreye giriyor.
__________________
mzalar sifirlanmistir, lütfen yeni imzanizi belirleyiniz
Alıntı ile Cevapla