Durumu:
Papatyam No :
882
Üyelik T.:
23 May 2006
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj:
900 Konular:
Beğenildi:
Beğendi:
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir!
|
AKIL TERİ DE GEREKLİ
AKIL TERİ DE GEREKLİ
AKIL TERİ DE GEREKLİ
Alın teri yetmez, artık "Akıl teri" dökmek lazım
Prof. Müftüoğlu, "Bir kilo kumu hiç işlemeden 0.07 sente satarsın.
Aynı kumu cama dönüştürürsen, o zaman fiyat 1 dolara çıkar.
Bu kumu bir de Pentium 3 chip'ine dönüştürmeyi becerebilirsen, fiyat
17 bin dolara fırlar."
Prof. Müftüoğlu, buradan çıkan en önemli dersi, slogan haline
getiriyor: "Artık alın teri dökmek yetmez, 'akıl teri' dökmek gerekiyor..."
Prof. Müftüoğlu, "akılteri" dökmenin yolunun da nitelikli insan ve
"özgür düşünce"den geçtiğini vurguluyor, "özgür düşünce"yi örnekle
perçinliyor:
"Yetişkinlere ve 15 yaşındaki gençlere 'Allah size bir göz daha verse,
nerenizde olsun istersiniz' diye sormuşlar. Yetişkinler, 'Tepemde,
başımın arkasında, kulağımın yanında' gibi noktaları uygun görmüş. Gençler,
'İşaret parmağının ucunda olsa, her tarafa sokar, dilediğimiz yerleri
görürüz'
yanıtı vermiş."
Prof. Tamer Müftüoğlu, söz rekabete geldiğinde, "öldürücü rekabet"in
yerine, "birlikte gelişme ve pazarı büyütmeyi" öneriyor, ortaklıklar
için de aynı uyarıyı yapıyor, başka örneğe dönüyor: "Bir tavuk, ineğe,
'Birlikte iş yapma' teklifi götürmüş. Olumlu yanıt alınca, 'Sucuklu yumurta
yapalım' demiş. Ertesi gün tavuk, kasapla birlikte ineğin kapısına dayanmış.
İnek'Ben bu ortaklıktan vazgeçtim' diyerek, 'ölümüne ortaklığı' reddetmiş.
Tavuk eğer peynirli omlet önerse, ortaklık doğru zeminde gelişebilirdi."
Prof. Müftüoğlu konuştukça girişimcilerin kulağına küpe olacak
nitelikte fıkralarla süslü mesajlar sıralanıyor: "İki kedi bir farenin
peşinden
koşmuş. Fare deliğe kaçmış. Deliğin başında 'miyav miyav' diye
beklemeye koyulmuşlar. Sonunda biri, 'Bu fare ikimizi doyurmaz. Nöbetleşe
bekleyelim. Fare kimin nöbetinde çıkarsa, onun karnı doysun' demiş.
Birinci kedi nöbetini, 'miyavlayarak' tutmuş, fare çıkmamış. İkinci
kedi nöbette 'havlamayı' yeğlemiş. Fare de kedi gitti sanıp delikten
çıkmış, kedi kapıp, mideye indirmiş. Diğer kedi, 'Sen kedisin, neden
havladın'
diye sorunca, 'Lisan bilmenin avantajını kullandım' yanıtı almış."
Prof. Müftüoğlu, genç nüfusu "altın top"a benzetip, yine bir fıkraya
geçiyor: "Kısmeti olmayan bir Nasipsiz Ahmet varmış. Padişah onu
huzura istemiş, yedi sülalesine yetecek altın top vermiş, 'Bu topu fırlat,
durduğu yere kadar olan topraklar da senin olacak' demiş. Nasipsiz,
topu uzağa fırlatmaya çalışmış, top havalanmış, dönüp kafasına düşmüş ve
öldürmüş. Nasipsiz Ahmet topu yavaşca yuvarlasa ölmeyecek, biraz da
toprak sahibi olacaktı."
Prof. Müftüoğlu, Türkiye'nin genç nüfusunun da doğru yönlendirilmemesi
halinde şiddet olaylarının parçası olacağını vurguluyor.
Prof. Müftüoğlu'nun sıraladığı bazıları bilinen örneklerden bir kez
Daha ders çıkarmaya bakalım.
"Altın top"tan daha değerli olan genç nüfusu doğru yönlendirelim,
doğru kullanalım...
Sadece "alın teri" döküp, Çin ve Hindistan'ın altında ezilmeyelim...
Artık "akıl teri" de döküp, öne geçmeye çalışalım...
Tarlalar fabrika fabrikalar alışveriş merkezi oluyor
(ALINTI)
__________________
SEVMEK GÜZEL ŞEY SEVİLMEKTE ONUN KADAR
SEVİPTE SEVİLMEMEK ACIDIR ÖLÜM KADAR
YALNIZLIK ALLAHA MAHSUSTUR
HER CANLI BİR DOST ARAR
TAŞIN KALBİ YOK AMA
ONU DA YOSUNLAR SARAR
|