|
Tamamlayıcı Tıp Bitkilerle-doğal besinlerle gelen sağlık... |
|
Seçenekler |
28 May 2008, 14:42 | Mesaj No:1 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ:: İLK YARDIM İÇİN ECZA DOLABI Dikkat: Evlerdeki ecza dolapları, eskimiş veya yarım bırakılmış ilaçların rastgele doldurulduğu bir kutu olmamalıdır. Anne için doktor tarafından verilen bir ilaç, aynı maksatla babaya veya çocuklara verilemez. Kime, nasıl bir ilaç verileceğine ancak doktor karar verebilir. Prospektüsü kaybolmuş, kullanma tarihi geçmiş, herhangi bir sebeple yarım bırakılmış ilaçları asla ecza dolabına koymayınız. Hele sağa sola hiç koymayınız. Bir işinize yaramayacağına göre çöpe atıp evden uzaklaştırınız. ECZA DOLABINDA NELER BULUNMALI? Bir kaza sırasında, doktor yetişinceye kadar, kazanın meydana getirdiği zararı en aza indirmek veya gecikme sonucu vuku bulması mümkün tehlikeleri bertaraf etmek için yapabileceğimiz ilk müdahaleler gerçekten çok önemlidir. Bu müdahalelerin neler olabileceği, kazanın cinsi ve şekline göre, ayrı ayrı yeri geldikçe anlaşılır bir dille izah edilmiştir. Şimdi, ilk yardım sırasında kullanmak üzere dolabımızda bulunması gereken ilaç ve malzemeyi sıralayalım: * Amonyak (100 cc. lik bir şişede) * Hind yağı (mushil olarak, 200 cc. lik bir şişede) * Karbonat veya karbonatlı su (antiseptik madde olarak, 200 cc. lik bir şişede) * İpeka şurubu (kusturucu olarak, 200 cc. lik bir şişede) * Tentürdiyot (dezenfektan olarak % 2 lik eriyiği, 100 cc. lik bir şişede) * Lastik torba (yarayı soğuk veya sıcak tutmak için) * El feneri (göze, kulağa veya nefes yoluna kaçmış cisimleri görebilmek için) * Dereceli kap (dezenfektan eriyikleri oranına göre hazırlayabilmek için kullanılan cc. ölçekli cam kap) * Çeşitli yara ve yanık merhemleri * Damlalık * Vücut ateşini ölçmek için derece * Aspirin (bir kutu) * Diş ağrısını dindirici ilaç * Ateş düşürücü şurup veya fitiller * Makas (gaz bezi ve sargı bezi kesmek için) * Değişik büyüklükte üç adet pens (büyük cımbız) * Bir kutu çengelli iğne * Değişik ebatlarda hazır gaz ve sargı bezleri * Değişik ebatlarda flasterler (yara bantları) NOT: Şişeler içinde sakladığınız sıvı ilaçları ve dezenfektan maddeleri mutlaka şişe üzerine yapıştırdığınız etiketlerle belli ediniz. Yani her şişenin üzerine bir etiket yapıştırıp etikete şişedeki maddenin adını yazınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:43 | Mesaj No:2 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
YAPAY SOLUNUM
Bayılmış birini gördüğünüz zaman ilk yapacağınız şey, kanaması olup olmadığını kontrol etmek; varsa derhal kanamayı durdurmaya çalışmaktır. Bayılmanın sebebleri için "Bayılma" konusuna bakınız. Baygın yatan kimsenin nefesini dinleyiniz. Nefes alması durmuş veya boğuluyormuş gibi horluyor ise vakit geçirmeden suni (yapay) solunum uygulayınız. Dikkat; Solunum yolunu yabancı bir cisim, kusmuk maddesi veya geriye kaçan hastanın dili tıkamış olabilir. Boğuluyormuş gibi sesler çıkarması bunun en açık işaretidir. Yapay solunuma hazırlık * Hastayı sırtüstü yatırınız. * Kıravatını, yakasını ve bel kayışını gevşetiniz. * Başını geriye doğru bastırın. * Bir elinizle alnını tutarken diğer elinizle alt çenesini aşağıya bastırarak ağzını açınız. * Baş ve orta parmağınızla solunum yolunu tıkayan cismi arayınız. Eğer dili geriye dönerek nefes yolunu kapatmış ise öne doğru çekerek nefes almasını sağlayınız. * Dilin yeniden boğaz gerisine kaçmasına mani olmak için hastanın başını yana çeviriniz. Eğer yara ve kırığı yok ise, bütün vücuduyla yana çeviriniz. Hastanın nefes yollarını tıkayan bir cisim olmaksızın solunumu durmuş ise sunî solunum uygulayınız. Nasıl Yapılacak? * Sırtüstü yatan hastanın yanına dizçökünüz. * Yakasını ve kravatını gevşetiniz. * Bir elinizi alnına, diğer elinizi alt çenesine bastırarak ağzını açınız. * Alt çenesini ayırmak için kullandığınız elinizle hastanın ensesini yakalayınız ve başını arkaya sarkıtınız. * Alnına bastırdığınız elinizin baş ve işaret parmaklarıyla burnunu sıkarak deliklerini kapatınız. * Başını arkada tutarken derin bir nefes alınız ve ağzınızı kazazedenin ağzına yapıştırınız. * Ciğerlerini hava ile dolduracak şekilde olanca kuvvetinizle üfleyiniz. Üflediğiniz hava ile göğüs kafesi şişince ağzınızı çekiniz. * Üflediğiniz havanın nefes yoluyla geri çıktığını ve göğüs kafesindeki şişliğin indiğini gözleyiniz. * Ağzınızı tekrar kazazedenin ağzına yapıştırınız ve güçlü bir şekilde üfleyiniz. Ağzınızı ayırıp üflediğiniz havanın çıkmasını bekleyiniz. * Doktor gelinceye kadar dakikada 15-20 defa aynı şekilde üfleme işlemini tekrarlayınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:47 | Mesaj No:3 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
KIRIK - ÇIKIK - BURKULMA
BURKULMA: Bir eklemin taşıyabileceği yükün üzerinde zorlanması ile eklemi çevreleyen yumuşak dokunun zarar görmesine burkulma diyoruz. Burkulmada bağlar, kaslar, kirişler ve kan damarları gerilmiş veya yırtılmıştır. Burkulan organların başında el ve ayak bilekleri, parmaklar ve dizler gelir. BELİRTİLERİ: * Eklem çevresinde şişme. * Hassasiyet. * Hareket sırasında sancı. * Morarma. NOT: Genellikle kapalı bir kırığın belirtileri ile burkulmanın belirtileri benzerlik gösterir. Ancak röntgen filmine bakılarak ayırdedilebilir. Ne Yapmalı? * Burkulan eklemin üzerine soğuk, ıslak bezler koyunuz. * Eklemi hareket ettirmeyiniz. * Eklem yerinin altına bir mukavva parçası koyarak sarınız. * Gerekli tıbbî bakımı sağlaması için doktor çağırınız veya kazazedeyi en yakın hastahaneye götürünüz. NOT: Eğer burkulan bölge bel kemiği ise; doktor gelinceye kadar hastayı döşeme gibi düz ve sert bir zemin üzerine boylu boyunca yatırınız. ÇIKIK: Bir kemik uçcunun aşırı zorlanma sonucu eklem yerinden çıkmasına diyoruz. Çıkıklar genellikle düşme ve sert bir cisimle vurma sonucunda meydana gelir. Çıkık, en çok parmaklarda (özellikle başparmakta), omuzda ve bileklerde olur. Çıkığın belirtileri de burkulma ve iç kırığa benzer. Şişme, dokununca hassasiyet, biçim bozukluğu, kımıldatınca sancı ve morarma sayabileceğimiz belirtilerdir. Ne Yapmalı? * Çıkık organı kımıldatmaymız. * Parmak ve bilek çıkıklarının altına bir mukavva parçası koyarak sannız. * Çıkık omuzda ise bir kol askısı ile hareketsiz duruma getiriniz. * Doktor çağırınız veya kazazedeyi hastahaneye götürünüz. Dikkat: Kazaya maruz kalmış bir eklemde kırık olup olmadığını anlamak için kırık organı hareket ettirmeyiniz veya kazazedeyi yürütmeyiniz. Bir boyun veya belkemiği kazasında kazazedenin başını belini asla hareket ettirmeyiniz. Boyun veya bel hareketi sırasında kırık bir kemik parçası omiriliğe batarak felçlere sebebiyet verebilir. Ne Yapmalı? * Bel veya boyun kırığına maruz kalmış bir kazazedeyi bulduğunuz duruş biçiminde tutunuz. Hareket ettirmeyiniz. * Derhal doktor çağırınız. AÇIK KIRIKLAR Kaza sırasında kırılan bir kemiğin deriyi yararak dışarı çıkması halinde, bu kırığa "açık kırık" denir. Çoğu durumlarda deriyi yırtıp yara açan ve kanamaya sebeb olan kırık kemik parçası, geriye kayarak yarayı açık bırakır. Kanama ve doku harabiyeti sebebiyle kazazede soka girebilir. Ayrıca yara temizlenip kanama durdurulmadığı takdirde mikrop kapma (enfeksiyon) tehlikesi vardır. Dikkat: Kırık kemik ucunu geriye iterek yerine sokmaya çalışmayınız. Ne Yapmalı? * Biçimi bozulmuş organı doğrultmak için kırığın altına bir elinizi, üstüne de diğer elinizi yerleştiriniz. * Organın uçcunu yanınızdaki birine sımsıkı tutturunuz. * Şok bakımı uygulayınız. * Siz kırık bağlama mukavvalarını veya tahtalarını kırık bölgenin üzerine yerleştirirken organın ucunu tutan kişi de kemiklerin biçimi düzelinceye kadar çekmeye devam etsin. * Kırık bağlama mukavvaları yerine oturunca temiz bir bezle sarıp bağlayınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:49 | Mesaj No:4 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
EZİLMELER
Vücudun herhangi bir yerine yara açmayacak şekilde bir darbe geldiğinde doku altındaki ince damarlar (kılcal damar ağları) koparak kanarlar. Kanama, kopan damarların sayısına bağlı olarak bir yer kaplar. Kanamadan sonra, darbe yerinde ağrı ve yanma hissedilir. Kanayan bölge şişer. Şişlik önce morarır; sonra mavileşir. iyileştikçe rengi değişerek yeşile ve iyileşmek üzere iken de sarıya dönüşür. Bu arada şişlik iner ve ağrı da kendiliğinden kaybolur. Ne Yapmalı? * Vücudunuzun herhangi bir yerine darbe gelip ezilme olursa, vakit geçirmeden soğuk su kompresi yapınız (soğuk suya batırılmış bez koyunuz). * Birkaç defa kompres uyguladıktan sonra, soğuk suya batırılmış bezi ezik yerin üzerine koyup sarınız. * Bu işlemi ne kadar erken yaparsanız ezik yer morarmadan ve şişlik yapmadan kısa zamanda iyileşecektir. Soğuk su kompresinden sonra, ağrı da fazla hissedilmez. * Ezik, göz çevresin de olursa, soğuk suya batırdığınız bir bezi göz çukuruna yerleştirip üzerinden sarınız. Ezik, morluk yapmadan iyileşecektir.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:51 | Mesaj No:5 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
BAŞ YARALANMALARI
Yüksek bir yerden düşüldüğünde veya trafik kazasına maruz kalındığında; ölüm ile neticelenen vakaların çoğunu kafa yaralanmaları teşkil etmektedir. Kafa yaralanmalarının belirtileri şunlardır: * Kafada şişlik, yara veya kanama. * Başağrısı. * Başdönmesi * Yarım saat içinde veya daha sonra bayılma. * Ağızda, burunda veya kulaklarda kanama. * Kol veya bacakların birinde felç. * Göz bebeklerinin büyüklüğünde farklılık. Dikkat: Kafasından yaralanmış bir kazazede, ister baygın ister kendinde olsun, ona uyarıcı içecekler vermeyiniz. Ayaklarını havaya kaldırmayınız. Ne Yapmalı? * Hastayı, düz bir yere, boylu boyunca yatırınız. * Ağzında salgı veya kanama varsa, başını yana çeviriniz. Böylece, salgının nefes borusuna kaçmasını engellemiş olursunuz. * Derhal doktor çağırınz. Bu mümkün değil ise hastayı düz yatmış olarak, hırpalamadan en yakın hastahaneye götürünüz. * Hasta bayılmış ise, nefes alıp almadığını kontrol ediniz. * Solunumu durmuş ise yapay solunum uygulayınız. * Nefes borusunun salgı veya geriye kaçmış dili tarafından tıkanıp tıkanmadığını kontrol ediniz. Böyle bir tehlike mevzubahis ise ve boynunda kırık yok ise başının altına küçük bir yastık koyarak başını yana çeviriniz. NOT: Diğer tedbirler "yapay solunum" bahsinde anlatılmış olduğundan oraya müracaat ediniz. VÜCUT YARALANMALARI Dikkat: Kanama ile sonuçlanan her türlü yarayı -önemli veya önemsiz olduğuna bakmaksızın- mutlaka temizleyiniz. Zira tetanozu önlemenin birinci yolu budur. Eğer kanama faslı, sivri bir cismin batması sonunda meydana gelmiş ise; yarayı güzelce temizlemekle beraber tetanoz aşısı olmayı ihmal etmeyiniz. Mikrop bulaşmasının belirtileri yaralanmadan hemen sonra görülmez. Mikropların gelişip çoğalması ve zehirli madde salgılaması zaman ister. Belirtiler, genellikle, iki ila yedi gün sonra ortaya çıkar. Bazı durumlarda -mikrobun cinsine bağlı olarak- daha geç ortaya çıkar. YARANIN MİKROP ALDIĞI NASIL ANLAŞILIR? * Yaralı bölge kızarır. * Dokunduğunuz zaman acır. * Yanma ve şişlik görülür. * Bazan yaralı bölgeden yukarıya doğru (kol ve bacaklarda) kırmızı renkte çizgiler belirir. * Koltuk altında veya kasıkta hassas şişler ortaya çıkar. Bütün bu belirtiler, yaranın mikrop kaptığını ve mikropların vücuda yayıldığını gösteren kesin delillerdir. Dikkat: Bulaşma (enfeksiyon) belirtilerini görünce yarayı sıkmayınız ve açmayınız; derhal bir doktora gidiniz.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:55 | Mesaj No:6 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
KANAMALAR
Vücuda yayılmış üç tip kan damarı vardır: 1- Atardamarlar 2- Toplardamarlar 3- Kılcal damarlar Atardamarlar vasıtasıyla akciğerde temizlenen oksijenli kan vücuda yayılır. Toplar damarlar ise organlardaki kirli kanı kalbe geri getirir. Kılcal damarlara gelince: Bunlar da dokularla temas halinde olup onlara oksijen ve gıda maddeleri verir ve onlardan zararlı maddeleri alarak toplar damarlara taşırlar. Derideki bir yara veya kesik sonucu bu damarlar açılarak dışarıya kan sızması olur. Çıplak gözle görülen bu tür kanamaya "dış kanama" diyoruz. DIŞ KANAMALAR Kılcal damar kanamaları dezenfekte edildikten sonra, kanın kendiliğinden pıhtılaşması sonucu, problem çıkarmadan kısa zamanda iyileşirler. Ancak atar ve toplar damar kanamaları -hele açılan yara derin ve geniş ise- bizim müdahalemiz olmadan, kendiliğinden durmazlar. Atar (temizkan) damar kanamalarını toplar (kirli kan) damar kanamalarından kolayca ayırdedebiliriz. Atar-damarlarda kalp basıncı, 120 mm (kasılma anında) ila 80 mm (gevşeme anında) civa basıncı arasındadır. Eğer bir atardamar kesilmiş ise, kanama bu basınç farkına uyarak aralıklı fışkırmalar şeklinde olacaktır. Toplardamar kanamalarında fışkırma olmaz. Ne Yapmalı? * İster atar ister toplardamar kanaması olsun ilk önce elinizin ayasını yara üzerine sıkıca bastırınız ve on dakika kadar böylece bekletiniz. * Kanamaların çoğu bu şekilde duracaktır. Eğer hala devam ederse; "sargı kompresyonu" dediğimiz metodu uygulayınız. Temiz bir sargı bezini veya mendili dörde katladıktan sonra yara üzerine koyup avuç içi ile üzerinden bastırınız. Bu şekilde onbeş-yirmi dakika bekleyiniz. * Kanama bu müddetin sonunda yine devam edecek olursa, kompresyonda kullandığınız bezin üzerine bir sargı sarınız. * Kanamanın kol veya bacakta olduğunu farzedelim. Bir yardımcı kişi kompresyona devam ederken, siz de beş santim eninde bir metre boyunda bir bez parçası temin ediniz. Bulduğunuz bezi iki ucundan (ortalı olarak) makasla yaranın üzerine gelecek olan orta kısmı sağlam kalacak şekilde kesiniz. * Bezin kesilmeyen orta kısmını yaranın üzerine gelecek şekilde -kompresyon için kullandığınız katlanmış bezin üstüne- koyunuz. Kestiğiniz parçaları bandaj gibi kullanarak, karşılıklı bağlayınız. Parçaları yaranın iki yanına sararken ve bağlarken fazla sıkmayınız. Fazla sıktığınız takdirde kan dolaşımını boğar; kol veya bacakların alt bölgelerine kanın gitmesini engellemiş olursunuz. Dikkat: Eğer kompresyon ve sargı işi de netice vermez yani kanama kesilmezse; ciddi bir atardamar kanaması ile karşı karşıyasınız demektir. Bu durumda hastayı doktora yetiştirmekten başka çare yoktur. Ancak aşırı kan kaybından dolayı hastanın şoka girmemesi için yarayı üst tarafından kravat veya esnemeyen bir bez parçası ile boğdurabilirsiniz. Düğümü yara üzerine gelmeyecek şekilde bağlayınız. Vakit kaybetmeden hastayı bir acil servise yetiştiriniz. Boğdurulmuş bir yarayı uzun zaman bekletmek ve kanamanın durmasını gözlemek çok tehlikeli ve hatalı bir yoldur. Zira bir saatten fazla kan almayan bölgenin hücreleri ölecek ve boğdurulan uzuv kangren olacak; kesilmek zorunda kalınacaktır. Bu sebeple kompresyon ve sargı işlemini denemeden sakın yarayı boğdurmayınız. AĞIR KANAMALAR Bilhassa kol ve bacaklarda meydana gelen ağır yaralanmalarda atardamarlarda büyük delikler açılır. Bu deliklerden fışkıran kanı basit usullerle durdurmak mümkün değildir. Müdahale edilmediği yani kan akışı durdurulmadığı takdirde hasta kan kaybından dolayı önce şoka sonra da komaya girerek hayatını kaybeder. Dikkat: Burada tarif edeceğimiz kan durdurma usulü, kazazedeyi doktora yetiştirinceye kadar meydana gelecek olan kan kaybını önlemeyi hedef almaktadır. Kan durdurucu bandajı veya turnikeyi uzun zaman yerinde tutmak çok tehlikelidir. Yarım saati geçen durumlarda kan alamayan bölgedeki dokuların ölmesi ve kangren olması ihtimali vardır. Bu sebeble kazazedenin doktora yetiştirilmesi geciktiği takdirde her yarım saatte bir bandajın açılarak bir iki dakika müddetle yaralı organa kan akışı sağlanmalıdır. Sonra bandaj tekrar sıkılarak fazla kan kaybı önlenmelidir. Nasıl Yapılacak? * Kol ve bacaklarda kan durdurucu bandaj tek kemik olan yere uygulanmalıdır. Kollarda dirsek île omuz arası; bacaklarda diz île kasık arası tek kemik olan yerlerdir. * Buna göre bandajı yaranın üzerine değil; yarasız olan yukarı kısmına uygulamış oluyoruz. * Bandaj olarak bir lastik hortum veya elastiki bir kablo parçası kullanabiliriz. Her ikisinin de çapı bir santim civarında olmalıdır. Daha kalın ve daha incesi kanamayı durdurmakla beraber dokulara zarar verecektir. Bunların bulunmadığı durumlarda bel kayışı, rulo haline getirilmiş bir mendil veya gaz bezi de aynı işi görebilir. * Bandaj kullanmayı bilmeyenler yani bu işte tecrübesi olmayanlar ya korku ile gevşek tutacak veya garanti olsun diye gereğinden fazla sıkabileceklerdir. * Eğer bandaj olarak kullanacağınız malzeme el altında değilse yani bulunması zaman alacak ise; bir kişi bandaj temin etmeye çalışırken bir diğeri iki elini halka şeklinde tek kemikli yerin üzerine geçirip sıkmalıdır. * Bandaj malzemesi temin edilince, malzeme tek kemikli bölge üzerine bir defa dolanıp tek düğüm atıldıktan sonra yavaş yavaş sıkılır. Kan akışının durduğu yerde sıkmaya son verilerek ikinci düğüm atılır. Eğer kan akışı tekrar başlarsa; ikinci düğüm atılırken farkında olmadan bandaj gevşetilmiş demektir, ikinci düğüm açılmalı ve kan akışı duracak kadar sıkıldıktan sonra (gevşemesine izin vermeden) tekrar düğüm atılmalıdır. TURNİKE USULÜ Ağır atardamar kanamalarını durdurmanın bir diğer yolu, turnike uygulamaktır. Bunun için genişçe (8-10 santim) ve organı iki defa dolandıktan sonra bağlanabilecek uzunlukta bir sargı bezi kullanılmaktadır. Buna "kravat sargı" adı verilmektedir. Nasıl Yapılacak? * Kanayan yara üzerine birkaç defa katlanmış bir gaz bezi veya iki-üç defa katlanmış temiz bir mendil koyunuz. * Kravat sargıyı gaz bezinin üzerinde iki defa doladıktan sonra zıt istikametinde bir düğüm atınız. * Düğümün üzerine oklava veya benzeri bir sopanın ucunu koyup sıkıca düğümleyiniz. * Sopanın boşta kalan ucundan tutup çeviriniz. Kanama duruncaya kadar çevirmeye devam ediniz. Gereğinden fazla çevirmeyiniz. * Bundan sonra sopanın serbest ucunu (sopa organa paralel duracak şekilde) herhangi bir sargı ile organın üzerine tutturunuz. Dikkat: Turnike de bandaj usulünde olduğu gibi uzun zaman bekletilmemelidir. Her 20 dakikada bir, yara üzerindeki gaz bezine elle bastırarak, turnike açılmalı ve yaralı organa kan deveranı sağlanmalı; eğer kanama devam ediyorsa aynı şekilde tekrar bağlanmalıdır. Kanama durmuş ise, turnike çıkarılmamalı fakat gevşek bir şekilde sarılmalıdır. Eğer gevşek sargı altında kanama tekrar baslarsa, sopayı kanama duruncaya kadar çevirip yerini tesbit etmelidir. NOT: Turnike ve bandaj uyguladığınız saati kaydedip bunu doktora söyleyiniz. DİĞER KANAMALAR Kol ve bacakların dışındaki organlarınızda meydana gelebilecek kanamaları durdurmak için, kanama şiddetli olmadığı takdirde, yaranın üzerine steril bir gaz bezi konarak fazla sıkmadan sarılır. Sargı usulü ile kanama durdurulamaz ise, bu sefer kanamayı besleyen damar üzerine parmakla bastırmak gerekecektir. Kanama duruncaya kadar bastırma işine devam edilmelidir. BASTIRMA NOKTALARI 1- Alında, göz hizasının üzerinde, olan kanamalarda parmakla bastırılacak nokta kulağın ön kısmıdır. 2- Eğer kanama göz hizasının altında yani yanakta ise, alt çene kemiğinin köşesinden 2-3 cm ileriye parmakla bastırılmalıdır. 3- Boyun ve gırtlak civarındaki kanamalarda, baş parmak enseye, geri kalan dört parmak da boyun önündeki şah damara basacak şekilde tazyik uygulanmalıdır. 4- Omuz, koltuk altı ve kolun omuza yakın yerinde meydana gelebilecek kanamaları durdurmak için, baş parmak arkadan destek verecek şekilde, diğer dört parmakla köprücük kemiğinin çukur kısmına (boyuna yakın yerine) bastırılmalıdır. 5- Kalça kanamalarında, el ayası kazazedenin kasığına sıkıca bastırıldığı takdirde kanamayı durdurmak mümkün olacaktır. BURUN KANAMASI Çocuklar oyun oynarken düşünmeksizin tehlikeli hareketler yapar; bunun neticesi olarak sık sık kaza geçirirler. Burun kanaması da bunlardan biridir. Eğer çocuk başını sert bir yere çarpmamış ise fazla telaşlanmaya lüzum yoktur. Eğer kusma, baş ağrısı ve alışkanlık dışı bir uyku hali görülürse beyin kanamasından şüphelenmeli ve çocuğu en kısa zamanda doktora götürmelidir. Yaşlı kimselerde, kendiliğinden ortaya çıkan burun kanamaları ekseriya "tansiyon yüksekliğine işaret eder. Böyle durumlarda mutlaka doktora görünmeli ve gerekli kontrollar yaptırılmalıdır. Bir darbe sonucu meydana gelen hafif burun kanamaları ekseriya kendiliğinden (kanın pıhtılaşması sonucu) durur. Bir-iki dakika içinde durmayan burun kanamalarında aşağıda tarif edeceğimiz şekilde kanamayı durdurmaya çalışınız. Nasıl Yapılacak? * Baş ve işaret parmağınızla burun kanatlarını 4-5 dakika müddetle sıkınız. * Bu şekilde netice alamadığınız takdirde, bir pamuk parçasını parmak kalınlığında yuvarlayıp rulo haline getirdikten sonra üst dudağın altına yerleştiriniz. Üst dudaktan buruna doğru yaptığınız bu tazyik, kanamada önemli rol oynayan ana damarı sıkıştıracağından ekseriya iyi netice verecektir. * Yukarıdaki tetdbirler de bir fayda vermeyecek olursa; kazazedeyi bir sandalyeye oturtunuz. Burnunun üzerine soğuk suda ıslatılmış temiz bir bez koyunuz. Biz buna "soğuk kompres uygulama" diyoruz. Kanama duruncaya kadar birkaç dakika ara ile bezi değiştiriniz. (Yeniden soğuk suda ıslatıp tekrar burun üzerine koyunuz). Kanama durduktan sonra kazazedeye bir-iki saat için burundan nefes almamasını tavsiye ediniz. Bu şekilde, teşekkül eden pıhtı yerinden oynamamış ve kanama da yeniden başlamamış olur. * Kanama bütün bu tedbirleri çaresiz kılacak derecede şiddetli ise, doktor gelinceye veya doktora yetişinceye kadar kazazedenin kanayan burun deliğine steril bir gaz bezi (tampon) tıkayınız. Bezin bir ucunu dışarıda (açıkta) bırakınız. Tampon burun deliğini tıkadıktan sonra, zorla ileri itmeye çalışmayınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 14:58 | Mesaj No:7 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
YANIKLAR
Genelde üç çeşit yanık vardır: * Isı yanıkları. * Güneş yanıkları. * Kimyasal maddelerin sebep olduğu yanıklar. Yanıklar şiddetine göre ise yine üç grupta incelenir: * Birinci derece yanıklar. * İkinci derece yanıklar. * Üçüncü derece yanıklar. Birinci derece yanıklarda deri kızarmıştır, ikinci derece yanıklarda kabarcıklar ortaya çıkar. Üçüncü derece yanıklar ki en tehlikelisidir; doku harabiyeti yapar: Üçüncü ve ikinci derece yanıklarda iki büyük tehlike vardır: * Yanık bölge çabuk mikrop kapar. * Derin yanıklarda hasta soka girer. BİR YANIK KAZASINDA Ne Yapmalı? Birinci Derece Yanıklarda: * Yanık bölgeyi (genellikle el, ayak, kol ve bacakları) bir saat müddetle soğuk su içine daldırınız. * Üstüne soğuk bir sargı koyunuz. * Yanık bölgesin hava ile temasını kesmek için kalın bir sargı bezi ile (soğuk su ve soğuk pansuman uyguladıktan sonra) sıkıca sarınız. NOT: Eğer yanık geniş bir bölgeye yayılmış ise, üzerini temiz bir çarşaf veya havlu ile kapatmak sureti ile havayla temasını kesiniz. İkinci ve Üçüncü Derece Ağır Yanıklarda: Ağır yanıklar tıbbi bakım gerektiren yanıklardır. Hasta en kısa zamanda yakınınızda bulunan bir hastahanenin acil servisine götürülmelidir. Dikkat; * Ortaya kabarcıklar çıkmış ise sakın patlatmaya kalkışmayıyız. Yanık bölgenin üzerini temiz ve soğuk bir pansumanla örttükten sonra temiz ve kalın bir sargı bezi ile dikkatlice sarınız. Eğer yanık derine işlemiş ise; hastanın şoka girmemesi için ona tuz ve karbonat eriyiği içiriniz. NOT: Bir su bardağı içine 1/4 çay kaşığı tuz, 1/8 çay kaşığı sodyum karbonat (pasta karbonatı) koyduktan sonra su ile doldurup karıştırınız ve bunu hastaya içiriniz. Aynı ölçülerle hazırlanmış bu eriyikten her 15 dakika ara ile yarım bardak içiriniz. Kimyasal Yanıklarda: Deriye yakıcı özelliği olan kimyasal bir maddenin temas etmesi halinde ilk iş; vakit geçirmeden kimyasal maddeyi bol su ile yıkayarak temizlemektir. Ondan sonra yanık bölgenin üzerine temiz bir pansuman koyup dikkatlice sarınız ve kazazedeyi hastahaneye götürünüz. Eğer göze asidik bir madde bulaşmış ise; bir bardak suya bir çay kaşığı karbonat karıştırarak bu eriyik ile gözü yıkayınız. Tek göz kazaya uğramış ise, kazazedenin başını -gözü aşağı gelecek şekilde- yana çeviriniz. Böylece diğer gözü kimyasal madde ile bulaşmaktan korumuş olursunuz. Eriyiği iç kenardan dışa doğru dökerek gözü asitten temizleyiniz. Yıkama sırasında hastaya göz kapaklarını açık tutmasını söyleyiniz. Yıkama işi bitince göz kapaklarının üzerine bir pansuman yerleştirip sarınız ve kazazedeyi derhal doktora götürün
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 15:00 | Mesaj No:8 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
SICAK ÇARPMASI
Sıcak çarpması daha çok yaşlı kimselerde görülür. Uzun müddet güneş altında oynayan çocuklar da sıcak çarpmasına maruz kalabilirler. Sıcak çarpmasının belirtileri şöyle sıralanabilir: * Sıcak ve kuru bir cilt. * Baş ağrısı ile birlikte baş dönmesi. * 41 dereceye yaklaşan yüksek ateş. * Bulantı ve ağır vakalarda bayılma. Ne Yapmalı? Sıcak çarpmasına uğramış bir kazazedeye yapılacak ilk yardım maddeleri şunlardır: * Elbiselerini soyup yatağa yatırınız. * Vücudunu ılık suya batırılmış bir süngerle siliniz. Ateşi 38 dereceye veya 39 dereceye düşünceye kadar bu işleme devam ediniz. * Sonra silmeyi kesiniz ve 10 dakika kadar onu gözleyiniz. Vücut ısısı tekrar yükselmeye baslarsa; süngerle vücudunu silmeye devam ediniz. * Kazazede kendine gelince, kaybettiği su ve tuzu karşılamak üzere ona tuz eriyiği içiriniz (yarım bardak suya yarım çay kaşığı tuz karıştırarak veriniz). * Hasta talep etse dahi soğuk su veya kolalı içkiler vermeyiniz. Dikkat: Sıcaklık çarpmasını müteakip sıcaklık krampları da görülebilir. Kol, bacak ve karın kaslarında kasılmalar olursa, sıcak suya batırılmış bir havluyu kramplı bölge üzerine bastırarak adale ağrısını hafifletiniz. Bununla birlikte yukarıda sıraladığımız ilk yardım usullerini uygulamayı ihmal etmeyiniz.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 15:02 | Mesaj No:9 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
DONMA
Kışın uzun zaman soğukta kalmış bir kimsede önce uç noktalardan (burun-kulak-yanak-parmak) başlayarak dokuların içindeki sıvı donar. Donmuş bölgedeki kan damarları iyice büzülmüş olduğundan dolaşım durur ve derinin rengi mum görüntüsü verecek şekilde solar. Dikkat: Burun, kulak ve yanak donmaları ağrı yapmadığı için, donmakta olan şahıs bunun farkına varamaz. Ancak el ve ayak parmakları donarken şiddetli bir ağrı verir. Donma ilerledikçe dokular uyuşur. Kazazede halsizlik hisseder. Aynı zamanda şiddetli bir uyku bastırır. Bu uyku -donan şahıs farkına varıp tedbir almadığı takdirde- ölüm uykusudur. Ne Yapmalı? * Soğuk karlı havalarda, tek başınıza, yaya olarak uzun yola çıkmayınız. * Çıkmak zorunda kaldığınız durumlarda mutlaka sıkı giyininiz. Külahsız ve boyun atkısız çıkmayınız. * Boyun atkısı ile ilk donacak olan burun, kulak ve yanak gibi yüz bölgelerini sarınız. * Ayakkabı yerine bot veya üstten boğdurmalı bir çizme giyiniz. Eldivensiz çıkmayınız. * Fazla üşüdüğünüzü hissettiğiniz an burun ve kulaklannızı ellerinizle oğuşturarak ısıtınız. * Elleriniz fazla üşüdüğü takdirde koltuk altlarına sokarak ısıtınız. DONMUŞ BİR KAZAZEDEYE İLK YARDIM * Yolda donmuş birini gördüğünüz zaman onu derhal arabanıza alıp üzerini sıkıca örtünüz. Eğer yaya iseniz ve kazazede de baygın bir halde ise, onu derhal sırtlayıp meskun bir yere taşıyınız. * Donmuş bir kimseyi sakın sıcak sobanın yanına yatırmayınız. Sobasız serin bir odaya alınız. * Evvela soğuk suya batırılmış bezlerle donmuş yerleri fazla bastırmadan oğuşturunuz. * Dokular yumuşayıp kan deveranı başlayınca ılık suya batırılmış bezlerle masaja devam ediniz. * Kazazede kendine gelince onu ılık bir küvete oturtabilirsiniz. Banyonun suyunu yavaş yavaş ısıtarak şahsın iyice kendine gelmesini sağlayınız. * Banyodan çıkardığınız kazazedenin vücudunu kuruladıktan sonra ona sıcak süt veya çay içiriniz. * Yatağa yatırıp istirahat ettiriniz. Dikkat: Donmuş bölgeye birden bire sıcak tatbik ettiğiniz zaman damarları zedeleyip kangrene sebeb olacağınızı unutmayınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
28 May 2008, 15:07 | Mesaj No:10 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
::GENEL İLK YARDIM BİLGİLERİ::
ZEHİRLENMELER
Hastahanelerin "ilk Yardım" servislerin de, acil durumlar itibariyle, zehirlenmeler üçüncü sırayı almaktadır. İstatistik bilgilerine göre, zehirlenme vakalarında hayatını kaybedenlerin ekseriyetini küçük çocuklar teşkil etmektedir. Zira, küçük çocuklar zehirli olup olmadıklarını düşünmeksizin ellerine geçen herşeyi ağızlarına götürürler. Dikkat: İlaçları mutlaka çocukların ulaşamayacağı yükseklikte bulunan kapalı ecza dolaplarında muhafaza ediniz. Gaz, benzin, böcek öldürücü, boya inceltici, mobilya cilası, tuz ruhu gibi zehirli maddeleri kilitli dolaplarda saklayınız. ZEHİRLENMENİN BELİRTİLERİ * Aniden ortaya çıkan karın ağrısı. * Etrafta boş bir ilaç şişesine veya kutusuna rastlanması. * Bir görgü sahidinin sözlü beyanı. * Kazazedenin kendisinden alınan bilgi. * Ağız veya dudakların çevresinde yanıklar ve kavlamalar. * Nefes kokusundaki anormallik. * Kusma ve sürekli ishal Ne Yapmalı? * Telefonla, telefon yoksa, en seri vasıta ile doktor çağırınız. Doktora zehirlenme hakkında bilgi veriniz. * Kazazedeye su veya süt içirerek zehiri sulandınnız. * İlaçtan zehirlenmiş ise, hastanın boğaz gerisini parmağınızla gıdıklayarak kusmasını temin ediniz. * Kusma sırasında (kendisi kusmuş olsa bile); kusulan zehirin tekrar yemek borusuna veya nefes borusuna kaçmaması için başını kalçalarından aşağıya gelecek şekilde eğiniz. Eğer kazazede küçük bir çocuk ise, midesi üzerine dizinize yatırınız. Dikkat; Eğer hasta tuz ruhu (lavabo temizleyicisi) veya gaz, benzin, boya incelticisi, mobilya cilası gibi bir petrol ürünü ile zehirlenmiş ise; kusturmaya çalışmayınız. Zira, bu gibi maddelerin kusulması halinde akciğerlerde, burun ve boğaz yollannda tehlikeli yanıklar meydana gelmektedir. Kusmanın tehlikeli olduğunu gösteren belirtileri şunlardır: * Nefeste gaz veya benzin kokusu. * Ağız veya dudak çevresinde yanıklar. * Baygınlık * Çırpınmalar * Halsizlik * Etrafta bu maddelerin içildiğini gösteren belirtiler. DİKKAT: Eğer hastanın ne cins bir madde ile zehirlendiğini bilmiyorsanız, nefesinde koku ve ağız çevresinde yanık yok ise, doktor gelinceye kadar su veya süt içirerek zehiri sulandırınız. Kusmasını temin ediniz. Zehirin mide ve bağırsaklar tarafından emilmesini geciktirmek için süt, zeytinyağı veya yumurta akı gibi bir yumuşatıcı içiriniz. Hastayı sessiz ve sıcak tutunuz. Doktor çağırmak mümkün değil ise; en seri vasıta ile onu yakınınızda bulunan bir sağlık kuruluşuna yetiştiriniz. Yukarıda saydığımız tedbirler, şu zehirlenmeler için oldukça önemlidir ve hastayı kurtaracak ehemmiyettedir: * İlaç zehirlenmeleri * Besin ve mantar zehirlenmeleri * Alkol zehirlenmeleri DİKKAT: Doktor tarafından verilmedikçe rastgele ilaç kullanmayınız ve iğne vurdurmayınız. Dolapta fazla bekleyen, kokusu ve tadı bozulmuş olan yemekleri yemeyiniz; etleri kullanmayınız. Marketlerde (ambalaj içinde, adresi belli) satılanların dışında mantar yemeyiniz. Kırlardan rastgele mantar toplayıp yemeyiniz. Kapağı şişmiş konserveleri yemeyiniz. NOT: Kazazedenin ne ile zehirlendiğini bilmiyor iseniz; kusmuğundan bir kısmını bir kaba koyup doktor gelince ona gösteriniz. Eğer hastayı doktora veya hastahaneye götürecek olursanız; kusmuk örneğini yanınızda götürünüz. Zira doktor nasıl bir panzehir vereceğine bu örneği tahlil ettikten sonra karar verecektir. GAZ ZEHİRLENMELERİ İnsanların evde ve işyerinde en çok zehirlendikleri vakaları şöyle sıralayabiliriz: * Kimyevi madde üreten fabrikalardaki gaz sızıntıları. * Boyahanelerde çevreye yayılan tiner ve boya gazları. * Çekişi iyi olmayan bacalara bağlı kömür ve gaz sobalarından odaya dolan sızıntılar. * Isıtma ve pişirme için kullanılan ocak tüplerindeki bütan gaz kaçakları * Otomobillerde içeriye sızan egzoz gazları DİKKAT: Kapalı bir odaya girdiğinizde, bayılmış birini gördüğünüzde -gaz kokusu alamazsanız dahi- gazdan zehirlendiğini farzediniz. Bu sebeple yangına ve patlamaya sebebiyet vermemek için elektrik düğmesini açmayınız, kibrit veya çakmak yakmayınız. Ne Yapmalı? Gazla zehirlenme sonucu bayılmış bir kimseyi gördüğünüz an derhal aşağıdaki tedbirleri alınız: * Pencereleri, kapıları açarak odaya taze hava girmesini sağlayınız. * Gaz sızıntısı yapan kaynağı bulup kapatınız. Bu mümkün olmadığı takdirde (yanan bir kömür sobası veya mangalı gibi) kazazedeyi odadan dışarı çıkarınız. * Nefes alıp almadığını kontrol ediniz. Solunumu durmuş ise; yapay solunum uygulayınız. * En kısa vasıta ile doktor çağırınız. * Kalbi durmuş ise, kalp masajı yapınız. MANTAR ZEHiRLENMESİ DİKKAT: Ağaçlıklar arasında ve kırlarda, kendiliğinden yetişen mantarların zehirsizlerini zehirlilerinden ayırmak çok zordur. Bu sebeple, zehirsiz olduğundan emin olmadıkça kır mantarı toplayıp yememelidir. En garantisi, seralarda özel olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma adı ve adresi belli olan mantarlardan alıp yemelidir. ZEHİRLİ MANTARLAR Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine "Amanita Muscarina" ve "Amanita Phalloides" adı verilen iki cins zehirli mantar sebep olmaktadır. A. Muscarina'nın zehiri yüksek ısıda bile tesirini kaybetmediğinden; bu cins mantarlar pişirilerek yense dahi üç saat içinde zehirlenme belirtilerini gösterirler. Belirtileri: * Göz yaşarması, bol tükürük salgısı, terleme, kusma ve karın ağrısı ilk belirtileridir. * Bu belirtileri takiben karın adalelerinde kramplar, ishal, baş dönmesi, kas seyirmesi ve göz bebeklerin de küçülme görülür. Aman Dikkat! * Hasta doktora yetiştirilmediği zaman şok ve koma hali kaçınılmaz olur ve solunum kifayetsizliğinden ölümle neticelenir. A. Phalloides cinsi mantarların zehiri ısıya dayanıksız olduğundan; pişirilerek yendiği takdirde ağır bir etkisi görülmez. Ancak çiğ olarak yendiği zaman şiddetli zehirlenme belirtileri gösterir. Tesiri, yendikten 6 ila 24 saat arasında ortaya çıkmaya haşlar. Belirtileri: * Karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi genel zehirlenme belirtilerine ilaveten idrar çıkaramama görülür. * A. Phalloides'in zehiri, en büyük tesirini karaciğer üzerinde gösterir. Tedavi edilmediği takdirde, karaciğer harabiyetine bağlı olarak sarılık ortaya çıkar. Bir hafta içinde hasta kaybedilir. Ne Yapmalı? * Mantar yendikten sonra, zehirlenme belirtileri görülür görülmez hasta kusturulmalıdır. * Parmakla küçük dile dokununca kusma temin edilemiyor ise, tuzlu su veya ipeka şurubu verilerek kusma sağlanmalıdır. * Kusma ile ishal, aslında vücudun kendi kendine aldığı bir savunma şeklidir. Her iki durumda da vücut zehiri dışarı atmak istemektedir. Eğer kusmadan sonra ishal görülmez ise; mushil verilerek hastanın bağırsakları boşaltılmalıdır. * Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmeli, mümkün ise, mantar örneği de beraberinde götürülmelidir. * A. Muscarina cinsi mantar zehirlenmelerinde deri altına veya damar içine "Atropin" verilmesi en tesirli tedavi şeklidir. * A. Phalloides cinsi çiğ mantar zehirlenmelerinde ise damardan "Dekstroz" verilir. Aynı zamanda karbonhidratça zengin bir diyet uygulanır. Bu tür zehirlenmede Atropin'in bir tesiri yoktur. KAN ZEHİRLENMESİ Çok hızlı üreyen mikroplar, vücudu zayıf buldukları takdirde, sürüler halinde dokuya hücum ederler. Zayıf buldukları noktada damarları delip kana karışırlar. Bilhassa iltihaplı yaralarda mikropların kana karışma ihtimali daha yüksektir. İşte, ne şekilde olursa olsun, mikropların kana karışması hadisesine "Kan zehirlenmesi" veya tıptaki adı ile "septisemi" diyoruz. Hızlı üreyen mikroplar, en fazla bademcik, diş eti, sümük bezleri, safra kesesi, böbrek ve rahim gibi iltihap kapma riski yüksek olan yerlerden kana karışmaktadırlar. KANIN ZEHİRLENDİĞİ NASIL ANLAŞILIR. * Uyuşukluk, halsizlik, yorgunluk şeklinde kendisini hissettirmeye başlar. * Hastanın ateşi sabahları az yükselmekle beraber; akşamları 40-42 dereceye kadar çıkar. Ateş yükselmesi ile birlikte titreme nöbetleri görülür. * Tırnaklarda morarma, deride hafif kırmızı lekeler belirir. * Dil kuru, cilt serindir. * Terleme ve nabzın giderek hızlanması kan zehirlenmesinin en belli özelliğidir. * Ayrıca hastanın bünyesine bağlı olarak sarılık, ishal, kusma, böbrek iltihabı, eklem yerlerinde şişlik, kalp sıkışması gibi kana karışan mikrobun cinsine göre değişen belirtiler de ortaya çıkabilmektedir. Ne Yapmalı? * Kan zehirlenmesinin evde, kendi imkanlarınızla, tedavisi mümkün değildir. * Hiç vakit geçirmeden hastahaneye gidip tedavisinin doktor tarafından yapılmasını sağlayınız.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
YAŞLILARA YARDIM | YakupEMİR | Fıkra Diyarı | 0 | 02 January 2010 13:53 |
EVLİLİK BİLGİLERİ | umut | Evlilik, nigah, boşanma | 1 | 04 June 2008 11:33 |
Bu sitenin genel yayın yönetmeni .... | ahmetdemir | Forum Oyunları | 5 | 16 March 2008 00:38 |
YARDIM ET NE OLURSUN ?? | beliz | Yakılacak Şiirleriniz | 2 | 29 April 2006 23:26 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |