07 March 2014, 15:55 | Mesaj No:1 |
Papatyam Editörü
Durumu:
Papatyam No :
1242
Üyelik T.:
19 February 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:İSTANBUL
Yaş:62
|
Almanlar Şikeyi Unutturmuyor
Almanlar Şikeyi Unutturmuyor Almanlar Şikeyi Unutturmuyor Almanya'nın Süddeutsche Zeitung gazetesinde çıkan tam sayfa şike haberi ve tercümesini yayınlıyoruz; İŞTE YAYINLANAN O HABERİN TÜRKÇE TERCÜMESİ; Fenerbahçe İstanbul, çok açık yasal duruma rağmen bugüne kadar küme düşmekten neden ve nasıl kurtuluyor? Bir telefon konuşması başbakanı zor duruma sokuyor. Ayrıca UEFA'nın bir sponsoru da kulüple çok iç içe, sıkı fıkı Mart ayında Kazakistan'da yapılacak 38. UEFA Kongresinde gündemin 11. maddesi altında önemli bir karar var: " Avrupa futbolu, oyunun hakkaniyet, dürüstlüğünü birleştirir." Mücadelenin temiz tutulması, bu kağıt üzerinde çok iyi duruyor. Fakat gerçekte bu çok pervasız gözüküyor. Zira Avrupa futbolunda bir süreç incelenmeli. Bu süreç öyle konuşmaları ortaya çıkarıyor. Türkiye'de güçlülerin kulübü Fenerbahçe İstanbul 2010/11 Süper lig sezonunun şampiyonluğunu satın aldı, çok sayıda maçta şike yapıldı, teşvik verildi. Ceza yargısı bu hileyi aylar içinde polis telefon dinlemeleri esasında araştırdı. İstanbul ceza mahkemesi hapis cezaları verdi. En yüksek cezayı 6 sene 3 ay ile Fenerbahçe kulüp başkanı Aziz Yıldırım, çıkar amaçlı örgüt kurup yönetmekten aldı. Tuhaf olan binlerce Türk eylemcilerin artan protestoları sonucunda UEFA 2013 senesinde Fenerbahçe'yi katılma hakkı kazanacağı müsabakalardan 3 sene için Avrupa kupalarından men etti. Bunu Uluslararası Spor Temyiz mahkemesi CAS onayladı. Fenerbahçe ve Yıldırım'a karşı ceza yargısı ve CAS tarafından verilen kararlar hiç uygulanmadı. Bunun yerine Fenerbahçe'nin zorunlu küme düşmesini, aynı şekilde o sene Fenerbahçe'nin arkasından 2. olan Trabzonspor'a şampiyonluğun verilmesini önlemek için kanun ve talimatlarda dolaplar çevrildi. Fenerbahçe o sene ikinci dönem 17'i maçın 16'sını kazanmıştı. Polis tahkikatları 13 maçta şike yapıldığını, teşvik verildiğini gösteriyordu. Garip olan Türkiye Futbol Federasyonu'nun rolü idi. TFF başkanı, Beşiktaş'taki başkanlığı zamanında Beşiktaş şike olaylarına karışmış, 2011 kupa final maçında şike yaptığından dolayı Beşiktaş cezalanmıştı. Youtube'de başbakanın şike olayını nasıl etkilediği ifade etmesi duyulabiliyor Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan da duruma müdahil oldu. Başbakan en çalışkan yardımcılardan biri olarak gözüküyor. UEFA başkanı Michael Platini'ye tavsiyede bulunmuştu:" şike ve teşvik durumlarında yalnız kişilerin cezalanması gerektiği, kulüblerin ise cezalanmaması gerektiğini, yoksa binlerce taraftarın cezalanacağı" görüşünü ileri atmıştı.Erdoğan'ın önerisi sistemli bir şekilde şikeye kapı acar: Kulüpler o zaman yalnız oyunlarda şike işlerini bağlayacak profesyonel kişileri işe alırlar ve yakalanmaları durumunda da maddi olarak karşılığı verirler. Platini bu uygunsuzluğu kabul etmemişti. Hapis cezası kesinleşmiş olmasına rağmen kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın aynı Fenerbahçe gibi korkması gerekmiyor. Gerçi iyi ilişkileri olan girişimci mahkemede suçlamaların özeline karşı herhangi bir şey dile getiremedi. Bunun karşısında o zamandan beri durmadan komplo teorileri üretti. Kendisini de bu komplo teorilerinin kurbanı olarak gösterdi. Bazen devletin yargı mensupları,bazen Erdoğan ve son olarak Gülen Cemaati onu ele geçirmek istiyormuş. Telefon konuşmalarının değerlendirmesinin hukuksallığında şüpheler oluştu. Fakat bunların hepsine karşı sarsılmaz bir delil durumu söz konusu, ayrıca çok kişinin itirafları. Bunların yanında UEFA ve CAS hükümleri ortada. Fakat neden UEFA Türk Futbolunda şike için öngörülen cezaları uygulamada yapmacık davranıyor? Ocak ayı sonunda Trabzonspor, 2011 senesinin şampiyonluğunun kabulü için müracaatta bulundu. Geçmişte Marsilya ve Juventus gibi önemli kulüpler şikeden dolayı 2. Lige düşürüldü. Eylemler UEFA’yı zorda bırakıyor Türkiye'de ise bir şey olmuyor. Bundan dolayı ülkede on birlerce eylemcilerin hoşnutsuzlukları yükseliyor. Öyle gözüküyor ki bunların baskıları geçte olsa Fenerbahçe'nin cezalandırılmasına katkıda bulundu. Mart 2012'den beri İstanbul'dan İzmir'e kadar her Cumartesi eylem yapılıyor. Yurt dışındaki Türkler de bu eylemci akımla birleşti. Gazeteciler ve avukatlar bir grup oluşturarak, konuyu düzenli televizyonlarda tartıştılar. Temiz Futbol Eylemcileri Nyon'da UEFA merkezini kuşattılar, yöneticilerini mektup ve mail yağmuruna tuttular. Son UEFA kuşatmaları Şubat ayının sonunda olmuştu. Hafta sonunda durumda bir değişiklik oldu. Türkiye'de başbakan ile oğlunun bir telefon konuşması Youtube düştü. Bu konuşmada Erdoğan, Fenerbahçe'nin mecburi küme düşmemesine yardımcı olduğu ortaya çıkıyor. UEFA kararına bir etkisinin olmadığı, fakat ulusal davaya etkisi olduğu. Ayrıca bu konuşmada; UEFA Yönetim Kurulu üyesi olan Şenes Erzik'in de bir rol oynadığı ifade edildi. UEFA’ya neden bu zamana kadar bir şey yapmadıkları, UEFA yönetim Kurulu üyesi Şenes Erzik'in Fenerbahçe için uğraştığı yönündeki sözlerin doğru olup olmadığı yönündeki sorumuza yalnızca bilinenlerle karşılık verdiler: "Kontrol ve Disiplin Kurulu bağımsız bir organdır. Sayın Erzik bu kurulun üyesi değildir. Ve kurulun kararı Haziran 2013'de verildi." Daha fazla bilgi yeni kararlardan sonra olacaktır. Ayrıca UEFA " yalnız kendisine ait müsabakalarla alakalı kararları verir." Bu, kararla göre bütün Avrupa oyunda hakkaniyet için mücadele veriyor. Türklerin neden böyle karışık davranabildikleri biraz açık. Eylemcilerin bakışları, futbolun arkasındaki siyasi ağa yöneliyor. Ayrıca bir de UEFA'nın Türk sponsoru bir bankaya. Bu banka daha önceleri kültür alanlarına sponsor oluyordu. Fakat 2012/13 şampiyonlar ligi sezonunda 30 milyonla sponsor olarak katıldı. Eleştiriciler, Avrupa'da bir şubesi dahi bulunmayan bu bankanın ortaklarından birinin 2012 senesine kadar Fenerbahçe yönetim kurulu üyesi idi. Daha ziyade Doğu Avrupalıların hakim olduğu UEFA'nın hakkaniyet çalışmasında dikkati çeken ise Kıbrıslı bir yöneticinin iddiaları. Bu iddialara şimdiye kadar aydınlığa kavuşmadı. Kıbrıslı yönetici, uluslararası basını toplamış ve 2012 Avrupa Şampiyonasının Ukrayna/ Polanya'ya verilmesinde yapılan yolsuzluklar hakkında elinde deliller bulunduğunu iddia etmişti. Bu iddialar kimsenin ilgisini çekilmedi. Bir çok televizyon kamerasına tuttuğu belgeler dahi hiç toplanmadı.
__________________
*********ASLA BİRİLERİNİN UMUDUNU KIRMA BELKİDE SAHİP OLDUĞU TEK ŞEY "O" DUR ********** KALEGÜNEY |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Papatyam Forum Ana Kategori Başlıkları |
Cevaplar | Son Mesajlar |
CAS’ın kararı şikeyi ilelebet kesinleştirdi | umut | Fenerbahçe | 0 | 26 October 2014 12:19 |
Almanlar Şikeyi Unutturmuyor | umut | Fenerbahçe | 0 | 07 March 2014 15:55 |
Almanlar'da TFF ve Demirören'in ne olduğunu anladı! | umut | Trabzonspor | 0 | 01 January 2014 13:17 |
Almanlar'da TFF ve Demirören'in ne olduğunu anladı! | umut | Fenerbahçe | 0 | 01 January 2014 13:16 |
Şikeyi Hükümet mi Örtüyor? | umut | Trabzonspor | 0 | 29 March 2012 11:22 |
Tefekküre Davet Köşesi |
|
Papatyam Sosyal Medya Guruplarımıza Katılın |